Faşizm ve direniş
Bu yazı, Kılıçdaroğlu’nun hareketlerini anlamaya çalışırken aklıma geldi. Bilinçdışının azizliği olsa gerek.
Yüz yıl önce, o zamanki kapitalizm “son bunalımını” aşamadı. Kırk yıl süren bir kaosun içinden yeni bir kapitalizm ve dünya düzeni şekillendi. “Kapitalizmin son bunalımı” kavramı, bugün de geçerli, kapitalizmin “son krizini” aşma olasılığı çok daha zayıf. Karşımızda, ne zaman şekilleneceği belirsiz bir yeni sermaye birikim rejimi, hegemonik dünya düzeni olasılığının ötesinde, iklim krizi altında tüm insanlık açısından (kimi plütokratların süper sığınaklara kapanarak hayatta kalma umutlarına karşın) bir “yok oluş krizi” var. Bu kez proleter devrimi denemeleri yok ama birçok kapitalist ülkede faşist hareketlerde “devrim” umutları güçleniyor. Bugün bu “yok oluş krizini” aşabilmek için önce faşist “devrim” olasılıklarını ortadan kaldırmak gerekiyor. Faşizme karşı mücadele gündemin birinci sırasına yükseldi.
Faşizmi, (ideoloji, hareket, örgüt, lider, devlet/rejim) “sınırları” ve “özü” belirli bir varlık olarak değil, sonu belirsiz -asla tamamlanamayan- bir “oluş” (Wergen/becoming) süreci olarak düşünmek gerekir. Faşizme karşı mücadele de bu “oluş” sürecinin her aşamasında, ideolojik, kitlesel, son aşamada da rejime karşı direniş, mücadele anlamına gelir.
Bu direniş ve mücadele faşizmin........© Cumhuriyet
