Bilimden yana edebiyata doğru
Bizlerin yaşam döngüsü tam otuz iki yıldır ortaçağ karanlığı olarak nitelendirdiğimiz Sivas katliamının yaşandığı o kara günde saklı. Bu ülkede bellek ve toplumsallık arasındaki kusurlu ilişkinin bizi yorduğu, incittiği gerçeğini sakınmadan söze başlamak gerekiyor. Buna karşın itirazımızı zaman zaman yüksek sesle çoğunlukla da üretime geçerek yapmak üzerine kurulu bir anlayıştan geliyoruz. Toplumsal sorumluluğu ve örgütlenme bilincini bize öğreten anne ve babalarımızın eksikliğine rağmen kardeşim Zeynep Altıok’la Madımak Oteli’nde yaşatılanın bir “aydın katliamı” olduğunu hatırlatma, gelecek kuşaklara öğretme, anlatma sorumluluğunu taşıyoruz. Doğrusunu söylemek gerekirse bir katliama karşı ortak direnci geliştirmenin en temel noktalarından birinin orada öldürülen isimlerin kimler olduğunu, neler yaptıklarını, arkalarında hangi eserler bıraktıklarını tanıtmak, gelecek kuşaklara da bu mirası bırakmaktan geçtiğine inanıyoruz.
***
O kara gün yitirdiğimiz Asım Bezirci, fakir bir emekçi ailesinin çocuğu olarak dünyaya gelmişti. Liseyi parasız yatılı olarak Erzurum Lisesi’nde okumuştu. Lise son sınıftaki sınıf arkadaşı daha sonra kendi gibi edebiyatımızda eleştiriye yön verecek Fethi Naci’ydi. Her ikisi de üniversite okumak için İstanbul’a gelmiş, Asım Bezirci, edebiyat fakültesini, Fethi Naci ise iktisat fakültesini seçmişti. Asım Bezirci arkadaşına kızgınlıkla, “Edebiyata sırt çevirdin” demişti. Ama Fethi Naci hayatını güvence altına almak........© Cumhuriyet
