menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Fenerbahçe’nin Kritik Kararı ve Hayati Hatırlatmalar

30 38
21.03.2024

Geçen pazar oynanan Trabzonspor-Fenerbahçe maçının son derece önemli olmasının yanı sıra, oldukça gergin geçeceğini, herhalde yalnız tüm spor severler değil, ilköğretim talebeleri bile çok iyi biliyordu. Ama ilginç bir şekilde bunu bilmeyen (!) kişi ve kurumlar vardı, Trabzon Emniyet Müdürlüğü, Trabzon Valiliği ve Trabzonspor’un yöneticileri gibi…

Fenerbahçe ne yazık ki futboldan başka her şeye benzeyen bir maçtan sonra, 3-2 kazandı. İlk devreyi sarı-lacivertliler 2-0 önde kapadıktan sonra, maçın ikinci yarısı ile Trabzonspor seyircileri sahaya bin bir plastik bardak, pet şişe ve ellerine geçirdikleri her türlü maddeyi atmaya başladılar. Gerek Fenerbahçeli futbolcular gerekse maçın hakemi bu madde yağmurundan nasiplerini aldılar. Herkesin beklentisi hakem Halil Umut Meler’in müsabakayı tatil etmesiydi. Ama bu yaşanmadı! Birkaç ay önce aldığı yumruk darbesine bütün Türkiye’nin üzüldüğü Meler’in belki özgüveni henüz geri gelmemişti ya da kuvvetle muhtemel bu maçı olaylar daha da büyümeden “güzellikle kapatarak”, sürecin nahoş noktalara çekilmesini engelleyebileceğine inanıyordu.

Maçtan sonra yaşanan korkunç olayları zaten biliyorsunuz; yüzlerce futbol teröristi sahaya atlayarak Fenerbahçeli futbolculara saldırmayı denedi. Daha doğrusu alenen saldırdılar da işler planladıkları gibi gitmedi ve birçoğu bu eyleme giriştiklerine pişman olacak noktalara gerilediler. O dakikada şiddetin bahaneleri alıştığımız şekilde sıralanmaya başladı: “Fenerbahçeli futbolcular sahanın ortasında sevinç gösterileri yapmışlar ve Trabzonlular’ı provoke etmişler (!)” Halbuki her biri çok iyi biliyordu ki Trabzonspor, Lig’in ilk yarısında Fenerbahçe’nin namağlup sıfatını yok ederek İstanbul’da kazandığı maçtan sonra sahanın ortasında büyük sevinç gösterileri yapmış, kalecisini havalara atıp tutma keyfini sonuna kadar yaşamıştı! Ama ne yazık ki Trabzonlular şöyle bir duruma alıştırdılar kendilerini: “Biz çok sinirliyiz, her şeyi yapabiliriz, kolay provoke oluruz ama kimse bizden hesap soramaz, kimse bize ceza veremez, çünkü zaten devletin zirvesindeki bütün büyük kesimler bizden yanadır.” Yani Fenerbahçe camiası hep medeni olacak, onlar ise hep holigan ve hatta “kanun/kural dışı” olma haklarını mahfuz tutacaklar! Ne kadar ilginç bir dünya, değil mi? Sonuçta Fenerbahçeli futbolcular kendilerini ve birbirlerini koruyarak linç edilme tehlikesini atlatabildiler. Ama Trabzon’daki bütün devlet kurumları bu kriz anında fena halde sınıfta kaldı. Holiganlar Dingo’nun ahırına girer gibi sahanın içine adeta saldırılar düzenledi ve Fenerbahçeli futbolculara ulaşana kadar onları durduran bir Allah’ın kulu çıkmadı! Gerek Türkiye Futbol Federasyonu, gerek İçişleri Bakanlığı o akşam can kaybı yaşanmamış olmasının ne kadar büyük bir şans olduğuna şükretsin!

Şu hikmete bakın, aynı Trabzonspor Galatasaray’dan 5 gol yemişti, fakat ne sahaya inmiş ne rakibe, ne de kendi futbolcularına saldırmıştı! Herhalde o gün Trabzon seyircisinin en az yarısı çok mutlu oldu, çünkü bu skor sayesinde Fenerbahçe’nin şampiyon olma ihtimalini aşağı çekmeyi başarmışlardı. Zira belli ki, artık Trabzonsporlular için futbol, kendi takımlarının başarısından daha çok Fenerbahçe’nin başarısızlığını kovalamak üzerine kurulu…

Trabzonspor yöneticileri Türkiye’yi dehşete düşüren korkunç sahnelerin ardından ertesi gün ne yaptılar zannedersiniz? Örneğin ben beklerdim ki, en azından kendilerini koruma altına almak adına “Birkaç yüz futbol teröristinin pazar akşam yaptığı eylemler ne Trabzon halkını ne de Trabzonspor’u bağlar. Onları adalete biz kendi ellerimizle teslim edeceğiz. Türkiye spor ortamından özür diliyoruz.” Evet ben bunu beklerdim, çok safım değil mi? Oysa bakın onlar ne demeyi tercih ettiler:

“Yönetim Kurulumuz tüm yaşanan süreci dikkatli bir şekilde takip etmektedir. Kulübümüz, Türkiye Futbol Federasyonu’nun yarınki disiplin sevklerinden sonra yapacağı detaylı açıklamayı kamuoyuyla paylaşacaktır. Şunun gayet iyi şekilde bilinmesini isteriz ki; hiç kimse ya da herhangi bir kurum Trabzon şehrini, Trabzonspor Kulübü’nü ve Trabzonspor’un şerefli taraftarını dünkü olayların önüne meze etmeye kalkışmasın! Buna asla izin vermeyeceğimizi hatırlatmakta fayda görüyoruz. Ertuğrul Doğan Trabzonspor Kulübü Başkanı”

Tabii bu demeçten bizlere de şunu anlamak düşüyor: Demek pazar günü sahaya inen taraftarlar Ümraniyespor, Kızılcahamam veya Kayserisporlu’ydu sanki, öyle mi?! Kesinlikle Trabzonlu değildiler, değil mi? Ne ilginçtir ki, sahaya dalan bu holiganların çoğunun Passolig’i de yoktu ya da başkasının kartıyla teşrif etmişlerdi, bir kısmı yurtdışından gelmişti ve olay adeta “Organize İşler” filminin adını anımsatıyordu!

Trabzonspor’un Başkanı, yöneticileri, teknik direktörü ve futbolcuları, olaylarda geri adım atmadılar, herhangi bir suç üstlenmediler; olsa olsa şerefli taraftarlarını korumak için birbirlerine söz vermişçesine cümleler sarf etmeye devam ettiler! Trabzonspor Başkanı ve yönetimi, dün düzenledikleri basın toplantısında, ilk defa sahaya girenlerin yaptığının “yanlış olduğunu” nihayet nasıl olduysa itiraf ettiler. Ama tabii suçun önemli kısmını yine Fenerbahçeli futbolculara atmayı ihmal etmeden! Gerçekten pes! O holiganlar, saldırı amaçlı yeşil sahaya dalıyorlar. Orada ne işleri var? O saha futbolcuların özel mahrem alanı. Oraya teknik ekip, futbolcular, hakemler ve top toplayıcılar dışında hiç kimse giremez! Futbolculara şiddet uygulayarak onlara fizik zarar vermek üzere sahaya dalan futbol teröristleri, orada dayak yediler diye “mağdur” statüsüne mi terfi ettiler? Futbolcular yalnız bilek gücü kullanarak meşru müdafaa yaptılar! Peki, ne yapacaklardı? Saldırganlara selam verip “Buyurun kimi aramıştınız? Sizin için ne yapabilirim?” mi diyeceklerdi? Tabii ki birkaç yüz kişinin suçu tüm taraftar camiasına mal edilemez, ama bundan daha da net olan bir durum var ki, bu aşırılığı yapan grubun temsil ettiği yönetimin de mahçup bir konumda olması ve en azından onlar adına özür dilemesi lazımdır.

Hatırlamayanlarınız olabilir. Fenerbahçe, Rizespor’u 5-1 mağlup ettiği maçtan dönerken, 4 Nisan 2015 tarihinde otobüsleri kurşunlanmış ve uçuruma düşme tehlikesi geçirmişti. Aradan geçen 9 yılda olayın failleri hala bulunamadı! Daha önce de 1985 yılında Selçuk Yula ve Abdülkerim Durmaz döneminde de takımın otobüsü kurşunlanmış, pencerede delik açılmıştı. 1995-1996’da Trabzonspor şampiyonluğu son anda Fenerbahçe’ye kaybettiğinden beri, sarı lacivertlilere karşı bordo-mavililerin husumeti giderek daha da artmaya başladı. 1998’de Trabzon’da bir kupa maçında Fenerbahçe hocası Otto Bariç’in kafasına arkadan taş isabet etmiş, çıkan olaylardan sonra Fenerbahçe sahadan çekildiği için ciddi yaptırımlar yaşamıştı.

Şimdi, pazar günkü dehşetengiz olayların sahada yaşanan kısımları var, bir de sosyal medya ve sokaklara taşan noktaları… Trabzon’da maskeli olarak sahaya dalan, korner bayrağını eline mızrak gibi geçiren, üzerinden çakı çıkan, futbolculara yumruk ve tekmeler atarak her türlü zararı vermeye çalışan gözü dönmüş insanların tespiti herhalde o kadar zor olmasa gerek. Bir de sosyal medyada Fenerbahçe’yi, Fenerbahçeli futbolcuları açıkça tehdit, küfür ve hakaret eden, silah gösteren, havaalanında beklemeye geçen, “pusudayız” diyen güruh var… Haberlere yansıyansa sadece 12 kişinin gözaltına alındığı. “12” rakamı, gözaltına alınması gereken kişilerin KDV’si bile olamaz! Sonra ne oldu biliyor musunuz? Yalnızca 5 kişi tutuklandı! Yahu yalnız Twitter’da Fenerbahçeliler’e ölümcül pusu kurduklarını açık açık övünerek ifşa edenlerin sayısı, hatırladığım kadarıyla 5 kişiydi. Bu rakam niye gerçek sayıya ulaşamıyor? Yalnız Twitter hesapları ve suratları açıkça tanınabilen insanlar üzerinden gitseniz, sahada ve videolarda herhalde ilk aşamada 100 kişiye ulaşırsınız! Tabii bunu yapabilmek için önce istemek lazım!

İnsanlar o kadar ön yargılı analizlere kendilerini kaptırmış ki, yedek kulübesinde oturmuş ensesine gelen maddelerden ağrıyan noktasına sakin bir şekilde -seyircilere görünmeden- buz tutan Fenerbahçe teknik direktörü İsmail Kartal provokatör ilan edilebiliyor, kimi sözde spor yorumcuları tarafından!

Maçın bitiminden 20 saat sonra, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Yönetim Kurulu ile yaptığı toplantıdan çıkan sonucu kamuoyu ile Fenerbahçe televizyonunda paylaştı: Büyük bir olgunlukla Fenerbahçe kadar Trabzonspor’a da geçmiş olsun diyen Koç “Pazar gününün mağdurunun tabii ki Fenerbahçe Spor Kulübü olduğunu” hatırlatmak zorunda kaldı:........

© Cumhuriyet


Get it on Google Play