menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

II. Abdülhamit’in durumuna düşmek!

32 16
22.10.2025

“Kıbrıs sorunu”, Kıbrıs Barış Harekâtı ile çözülmüştür. Yunanistan ve Kıbrıs Rumları bunu kabul etmek istememektedirler. Kıbrıs Türk Federe Devleti’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) ilanı, Barış Harekâtı ile fiilen gerçekleştirilen çözümün, hukuki bir metne bağlanması için atılmış adımlardır. Yunan-Rum tarafı ayak sürüyerek zaman içinde koşulların kendileri lehine değişebileceğini düşünüyordu. Öyle de olmadı.

Aradan geçen yıllar içinde AB ve İsrail vatandaşları, mülk edinerek, iş kurarak Kuzey Kıbrıs’a yerleştiler. 2000’li yıllarda artık KKTC’yi yok sayan, tek Kıbrıs devleti düşüncesi gerçekliğini yitirmişti. Böyle bir geriye dönüşe, Kıbrıs’ın fiilen ve hukuken bir daha birleşmeyecek biçimde bölünmesine yol açan Batılı devletlerin, KKTC’ye yerleşmiş vatandaşları da karşı çıkacaklardı.

Varşova Paktı, SSCB ve Yugoslavya’nın dağılmasıyla ortaya çıkan Orta Asya, Kafkasya ve Balkan devletleri Türkiye’ye, 2002 yılına kadar Kıbrıs konusunda da yararlandığı, yeni bir etki gücü kazandırmıştır. Türkiye’nin, öncelikle güvenliği için önemli olan Kıbrıs’ı, 1974 öncesine dönüp Yunan-Rum egemenliğine bırakması, ulusal çıkarlarına aykırıdır. İngiltere ve Almanya’nın baskılarına direnerek II. Dünya Savaşı’na girmeyen, Hatay’ı savaşmadan alan Türkiye’nin, ABD Başkanı Johnson’un tehditkâr mektubuna karşın Kıbrıs Barış Harekâtı’nı yapması, Kıbrıs’ın Türkiye için önemini gösterir. AKP bu doğru politikadan ayrılmıştır.

AKP’nin ilk Dışişleri........

© Cumhuriyet