Dilsel aydınlık
Düşünürler, dili ulusların soyağacı, yaratıcılığın sihirbazı sayar. Avrupa’ya yaratıcı düşüncenin kapısını da ulusal diller açtı. Kökü kültüre dayanan evrensel bilincin dilsel aydınlanmayla doğduğu, gelişim tarihlerinin temel konusudur.
Bilgi alanlarının genişlemesi de beyin aydınlanmasının ürünüdür. Bu gelişimden sonra insanlığa şiir, müzik, resim gibi yaratıcılık isteyen evrensel sanatların yolu açıldı.
Yenileşme gelişimini her çağda daha da yeni kılmaya yönelik çabalarla o yolda bilim insanları, dil ustaları, renklerle, çizimlerle dünyanın çehresini değiştiren bilgeler, sanatçılar doğdu. Rönesans, bu atılımlarla doğdu.
Jean-Jacques Rousseu, gelişmenin temelinin, “bir insanın başka bir insan tarafından, hisseden, düşünen ve kendisine benzeyen bir varlık olarak kabul edilmesine” dayandığını 1762’de açıkladı bilim dünyasına:
“Karşısındakine duygularını ve düşüncelerini iletme arzusu ya da ihtiyacı, insana bunun yollarını aratmıştır. Bu yollar ancak bir insanın bir başkası........© Cumhuriyet
