Avrupa’nın en köklü festivallerinden biri olan Venedik Film Festivali, bu yıl sinema dünyasının gündemini tamamen ele geçirdi. Yıllardır Cannes ve Berlin ile birlikte “Avrupa’nın büyük üçlüsü” arasında yer alan Venedik, 2025’te attığı adımlarla yalnızca bir festival olmanın ötesine geçti ve sinema endüstrisinin nabzını tutan, politik ve kültürel gündemi yönlendiren bir merkez haline geldi.

2012 yılında Venedik Bienali, festivalin artistik sorumluluğuna Marco Müller’in yerine Alberto Barbera’yı getirdi. Bienal’in başkanı Pietrangelo Buttafuoco ile ortak çalışmalarının hedefi, mümkün olduğu kadar Lido Adası’na Hollywood yıldızlarını çekmekti

Cannes Film Festivali genelde kült eserlere hitap ediyor ve bütçesi gereği Avrupa sinemasına daha yatkın davetlerde bulunuyordu. Yönetmenler Cannes için genellikle ağır tempolu, duygusal ve çilekeş dramatik yapıtları seçerler. Bizden Nuri Bilge Ceylan da eserlerini çoğunlukla Cannes için çeker ve kazanır.

Alberto Barbera ise akılcı yaklaşımıyla yarışma bölümünde Hollywood filmlerini ön plana çıkardı. Tabii burada, Kültür ve Sanat Bakanlığı’ndan aldıkları yüklü maddi destekle Venedik Film Festivali Hollywood’u adeta kanallar kentine taşıdı.

Ünlü yıldızların festivallere katılmaları için mutlaka bir bedel ödenir. Bu genelde menajerleriyle belirlenir. Örneğin bir George Clooney, Julia Roberts veya Leonardo DiCaprio’yu davet etmek yüksek bir bedele mal olabilir.

Bu yıl 82. si düzenlenen........

© CNN Türk