Nobel Ödülleri’ne ülkeler dışında, bireysel olarak da Stockholm’deki komiteye, farklı branşlarda aday gösterilebiliyor.

Aslında dünyaya hakim olan süper güç ABD’nin başındaki Donald Trump, geçtiğimiz temmuz ayında “Bana Nobel Barış Ödülü’nü hayatta vermezler” demişti.

Peki bu adaylık önerisi gerçekten dünya barışı için atılmış bir adım mıdır ? Yoksa Nobel’in itibarı için ciddi bir sorgulama sebebi midir?

İsrail’in soykırımcı Başbakanı Benyamin Netanyahu, Trump’ı bu prestijli ödüle ilk aday gösteren siyasetçi olmuştu.

Onlarca yıldır birbirlerinin düşmanı olan Azerbaycan ve Ermenistan’ın liderleri İlham Aliyev ile Nikol Paşinyan da Trump’ı, “Bizi sonsuza dek barıştırdı” diyerek ortak bir metinle Barış Ödülü’ne aday göstereceklerini açıklamışlardı.

Son olarak Kamboçya Başbakanı Hun Manet, dünyaya hükmetmeyi ilke edinmeye çalışan Trump’ı aday gösterdi; buna Pakistan da katıldı.

Bu arada ABD’den maddi ve manevi destek alan birçok Afrika ülkesi de ortak karar alarak Donald Trump lehine oy kullanacaklarını, Beyaz Saray’daki bir basın toplantısında belirterek başkanı keyiflendirdiler.

Trump, elindeki bu güçle yalnızca Nobel Ödülleri’ni değil, dilediği her ödülü alabilecek bir figür haline geldi.

Başkan Trump, kuşkusuz ABD tarihinin en tartışmalı liderlerinden biri olarak hafızalara kazındı. Kimilerine göre o, Amerikan toplumunu ayağa kaldırmak isteyen cesur bir liderdi, kimilerine göreyse, yalnızca kendi ülkesinin........

© CNN Türk