Cümle kısaydı, soğuktu. Oysa bu isim, tarihin en kritik uzay görevlerinden birini mucizevi şekilde Dünyaya döndüren adamdı.
Kendi kendime sordum:
“Böylesine değerli bir komutana veda bu kadar mı olur?”
Merak ettim, araştırdım. Ve gördüm ki durum sandığım gibi değildi. NASA’dan resmi açıklamalar yapılmış, bilim dergilerinde uzun anma yazıları yayımlanmış, dünyanın dört bir yanındaki gazeteler Jim Lovell’in hayatını, liderliğini ve mirasını saygıyla anlatmıştı.
Tom Hanks, kendisini sinema dünyasında kült bir role taşıyan Jim Lovell’e minnet ve saygıyla veda ederken, milyonların kalbinde yer etmiş bu kahramanın adının, hem gökyüzünde hem de insanlığın hafızasında daima yaşayacağını hatırlattı.
Bazen tarihe bir an gelir ve damgasını vurur. 1970 yılının soğuk bir Nisan gecesinde, Ay’a gitmek için yola çıkan üç adam, patlayan bir oksijen tankının ardından ölümle burun buruna geldi. O an, komutan Jim Lovell, panik yerine sakinliği seçti.
Lovell, ekibini hayatta tutacak kararları aldı. Karanlık ve soğuk içinde, Dünya’ya giden yolda her nefesin, her watt enerjinin değerini bildi. Ve başardı… Hem mürettebatını hem de insanlığın uzaya dair inancını kurtardı.
Jim A. Lovell Jr., beraberinde iki astronot pilotu Jack L. Swigert Jr. ve Fred W. Haise Jr. ile birlikte, Ay’a iniş için tasarlanan üçüncü görevde, 11 Nisan 1970’te uzaya fırlatılmıştı. Görevin........

© CNN Türk