Lu Xun ve iki öyküsü
Çin Devrimi’nin önderi Mao Zedong, 23 Mayıs 1942’de devrimci üs bölgesi Yenan’da düzenlenen sanat ve edebiyat toplantısında yaptığı konuşmada şöyle demekteydi:
“Karanlık güçlerin baskısı altında ve söz özgürlüğünün bulunmadığı bir ortamda yaşayan Lu Xun, kavgasını sürdürebilmek için deneme tarzında kaleme aldığı yazılarında keskin hicve ve iğneleyici alaya başvurmakla yerden göğe kadar haklıydı. Bizler de faşistleri, Çinli gericileri ve halka zarar veren her şeyi gülünç göstermeliyiz.” (“Seçme Eserler”, cilt 3, Kaynak Yay., 2024, s.75-110).
Mao’nun “Çin’de devrimci bir yazara verilecek en büyük onur, Lu Xun’un kazandığı onurdur. Eğer yaşasaydı, kesinlikle ya hapse atılır ya da kafası kesilirdi” dediği, Çin Komünist Partisi üyesi olmamakla birlikte “en büyük devrimci yazar” kabul ettiği Lu Xun (1881-1936) modern Çin edebiyatının kurucu babalarından biri olarak tarihe geçmiş durumda. Çin’in toplumsal, siyasal ve kültürel dönüşüm sürecinde büyük etkisi olan, Batı tarzı modern edebiyatın ülkede gelişmesine büyük katkı sağlayan, keskin toplumsal eleştirileriyle tanınan Lu Xun, feodal düşünceyi, toplumsal adaletsizliği sert dille eleştirmiş, Çin halkını ataletten kurtulmaya çağırmıştı. Özellikle “Ah Q’nun Gerçek Hikâyesi” ve “Bir Delinin Günlüğü” başlıklı öyküleri 1949 devriminden sonra Çin’de zorunlu eğitim müfredatına alınan, eserleri ÇKP tarafından halkın bilinçlenmesi için önemli bir araç olarak görülen Lu Xun, halen Shanghai’daki bir anıt mezarda........
© CGTN Türk
