menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Asya-Pasifik’te yeni bir dünya kuruluyor

23 0
20.05.2024

Geçtiğimiz haftaya damgasını vuran en önemli diplomatik olay Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 16-17 Mayıs tarihlerinde Çin’i ziyareti olmuştur. Putin’in 2000 yılında göreve gelmesinden bu yana bu Çin’i 19. ziyareti olmuştur.

ABD’nin en büyük iki jeopolitik rakibinin Beijing’de bir araya gelmeleri, aralarındaki ilişkiyi daha da derinleştirme kararı almaları ve bu ilişkiyi her alanda ticaret, siyaset, kültür, eğitim, güvenlik ve askeri alanlarda da geliştirmeyi taahhüt etmeleri özellikle son yıllarda Çin ve Rusya ile mücadeleyi adeta kedisine vazife olarak kabul etmiş olan ABD’yi oldukça rahatsız etmiştir. Beijing’e gelmeden önce Putin, Çin devlet medyasına iki ülkenin karşılıklı derin bir güvene sahip olduğunu ve adil, çok kutuplu bir dünya düzeninin inşası amacıyla dış politika koordinasyonunu güçlendirdiklerini söyledi.

Ziyaretin zamanlaması da oldukça önemliydi. Bir taraftan Orta Doğu’da bölgesel savaşa dönüşme ihtimali olan ve aynı zamanda da büyük bir insanlık dramının ve vahşetin yaşandığı Gazze meselesi, öbür tarafta ABD ve NATO’nun tüm gücüyle desteklediği Ukrayna’nın Rusya’yla savaşı ve nihayetinde Xi Jinping’in Avrupalı liderlerle son dönemde geliştirmiş olduğu diyalog. Özellikle, Xi Jinping’in son Avrupa turu da oldukça dikkat çekiciydi. Bunun yanında Çin için zamanlama açısından bu ziyaretin ayrı bir önemi daha vardı. 20 Mayıs günü yani bugün Tayvan’ın yeni seçilen bağımsızlık yanlısı Cumhurbaşkanı Lai Ching-te’nin yemin töreninin olmasıydı. Çin, günlerdir, Tayvan karasularının hemen yanında donanmasını konuşlandırarak gözdağı veriyordu. Bu nedenle, Putin’in Tayvan konusunda desteğini alması önemliydi. Gerçekten de Putin Tayvan konusunda Çin’in arkasında olduğunu belirtti. Ayrıca Tayvan’a bitişik yakın sularda tatbikat kararı da alındı. Hatırlanacağı üzere geçtiğimiz Nisan ayında ABD, Filipinler ve Japonya ile Pasifik’te yeni bir üçlü askeri ittifak kurmuştu. Aslında geçen yıl yine Nisan ayında aynı ittifakı Japonya ve Güney Kore’yle kurmuştu; ancak Güney Kore’den kaynaklanan siyasi gelişmeler dolayısıyla ABD bu ittifakı Filipinler ile güçlendirmeyi tercih etti. Her ne kadar geçen yılki üçlü ittifak ortadan kalkmadıysa da bu yılki kurulan üçlü ittifak daha canlı ve dinamik. ABD, Filipinler üzerinden Güney Çin Denizi’ndeki duruma müdahale etmek istiyor. Daha şimdiden Güney Çin denizi yakınlarında ABD ile Filipinler devriye gezmeye başladılar bile. Ayrıca ortak iki tatbikat da gerçekleştirdiler. Ancak ABD’nin esas ittifakı 2021’de Avustralya ve İngiltere ile birlikte kurduğu AUKUS’tur. Nisan ayında Japonya başbakanıyla yaptığı görüşmede Biden Japonya’nın da AUKUS’a alınması konusunda hemfikir olduklarını söylemiştir. Böylelikle önümüzdeki günlerde AUKUS, JAUKUS’a dönüşecektir.

İki liderin Beijing’de yaptığı ortak açıklama ile beş ilkeye bağlılıklarını teyit etti. Bu beş ilke şunlardır:

Ayrıca, iki lider, iki ülke orduları arasındaki bağları sıkılaştırma ve ortak tatbikatların kapsamını genişletme sözü verdi. Putin, Rusya ve Çin’in ekonomik bağlarını övdü ve ortaklıklarının uluslararası arenada istikrarı sağlayan ana faktörlerden biri olduğunu söyledi. Xi ise, Moskova ile Beijing arasındaki dostluğu vurguladı ve kendisinin ve Putin’in birbirlerine stratejik rehberlik sağladığını söyledi. Bunun yanında iki lider, Rusya ve Çin’i tehdit eden nükleer füze konuşlandırmalarının yanı sıra Washington'un İngiltere ve Avustralya ile olan AUKUS ittifakını da kınayarak, “Ülkelerimizin sözde ikili çevreleme politikasına yönelik yıkıcı ve düşmanca tutumuna karşı koymak için etkileşimi artırmayı ve koordinasyonu sıkılaştırmayı amaçlamaktadır” dediler.

Xi Jinping ve Putin’in ABD’nin Pasifik’te Çin ve Rusya’yı çevrelemeye yönelik bu ittifaklar politikasına karşı birlikte hareket etme kararı almaları ve Pasifik bölgesini ABD’ye karşı müdafaa etmek için birlikte hareket edeceklerini dile getirmeleri, yeni bir mücadele sürecinin de yolda olduğunu göstermektedir. Putin açıkça Asya Pasifik’in güvenliğini sağlayacaklarının taahhüdünü vermesi Pasifik’te yeni bir dönemin başladığını göstermesi açından önemliydi.

Halihazırda, Çin ve Rus silahlı kuvvetleri arasındaki ilişkiler daha da derinleşmektedir. Geçtiğimiz mart ayında Rus, Çin ve İran donanmaları Umman Körfezi’nde ortak tatbikatlar düzenlediler; bu tatbikatlar, 2018’de başlayan bir serinin sonuncusuydu. Ağustos ayında Rusya ve Çin’in Alaska yakınlarında gerçekleştirdiği ortak deniz devriyesi muhtemelen Amerika anakarasına bu kadar yakın olan en büyük ortak deniz devriyesiydi.

Eskiden Sovyet Rusya zamanında Çin’le Sovyetler Birliğini ideolojik nedenler bir araya getirirken bugün Rusya ve Çin’i jeopolitik nedenler bir araya getirmektedir. Ancak jeopolitik nedenler de tek başına yeterli değildir. Bu nedenle Çin ve Rusya, Putin’in deyimiyle ‘ƒqukimin icat ettiği belli olmayan bir takım kurallara dayalı uluslararası düzeni’ değiştirmeye yönelik birlikte adım atma kararı vermişlerdir. Putin’in ziyaretinin ana gündem maddelerinden bir tanesi de güçlü bir Birleşmiş Milletler’in ve Uluslararası Hukukun temelinde olduğu yeni bir dünya düzeniydi. Putin ve Xi görüşmede uluslararası ilişkilerin demokratikleştirilmesini ve BM’nin güçlendirilmesi ve uluslararası hukukun tesis edilmesi konusunda görüş birliğine vardılar. İşte! ABD’yi en çok rahatsız eden konu başlığı bu mevcut uluslararası düzenin........

© CGTN Türk


Get it on Google Play