menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Trump'ın bir zil takıp oynamadığı kaldı!

6 0
yesterday

ABD Başkanı Trump ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arada NATO zirvesindeki diyalog dışında geçen perşembe Beyaz Ev'deki Oval Ofis'te altı yıl sonra bir araya geldi. Erdoğan'ı, Türkiye Cumhuriyeti'nin başındaki şahsiyeti eskiden aşağılayan malum ifadeyi kullanan, yetmediği gibi çerçeve yaparak asan Trump bu defa öyle referanslar yaptı ki, şaşırttı doğrusu! Sandalye tutmalar, arabanın kapısında karşılaşmalar, tercümana, enerji işiyle ilgili bakanla ikili diyalog ve daha neler neler... Gazetecilerin önünde Erdoğan ve heyetine övgüler, hangisini sayayım (Görüşme sonunda gazetecilerin karşısına çıkılması halinde görüşme içeriğine ilişkin soruları alacaktı Trump ve Erdoğan; tersine buralara girmemek için gazetecilerle görüşme öncesinde bir araya geldiler)...

TRUMP'IN REVERANSLARININ NEDENİ

Tabii Trump’ın reveranslarının nedeni, Türkiye’den çok şey istemesi; bunun için de 'yıkayıp-yağlama' ile güya Erdoğan'ı 'onore' etmesi. 200 Boeing satışı ve çok yüksek fiyatlı-uzun vadeli doğal gaz alım anlaşması ile nükleer enerji işbirliği için atılan imzalar; aynı zamanda Rusya'dan yapılan enerji alımının durdurulması talebi 2 saat 15 dakikalık Trump-Erdoğan buluşmasının göbeğindeki gelişmelerdi.

Oval Ofis'teki görüşmeyi aynı akşam eş zamanlı olarak TV 5'te uzun bir periyotta değerlendirdik. Son bölümde Sumud Filosu üzerinde de durduk.

E. Büyükelçi Faruk Loğoğlu, -okurlarımızın mutlaka ilgisini çekmiştir- Trump-Erdoğan görüşmesinin ve yapılan anlaşmaların "enerji boyutunu" ve "Türkiye'nin Rusya ilişkisini" Muhalif. için değerlendirdi. Ben de bu yazıda siyasi boyutu üzerinde duracağım.

TOM BARRACK "KOÇBAŞI"

Trump, Ankara'daki büyükelçisi ve aynı zamanda Suriye'deki özel temsilcisi Tom Barrack'ı Türkiye ve Ortadoğu ile ilgili bazı kritik konularda bir koçbaşı gibi kullanıyor. Görüşme öncesindeki "meşruiyet" çıkışı da bu bağlamda. Barrack, Trump ile diyaloğunda açıkça diyor ki; "mesele F-35, S-400, vb. değil, çok akıllı biri (Erdoğan'ıkastediyor-m.a.k.), mesele meşruiyet..."

İşte o kadar 'yıkama-yağlama' öncesindeki Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı gerçek karşılama merasimi! Erdoğan da veya bir başka iktidar sözcüsü de çıkıp diyemiyor ki, "Biz meşruiyeti Vaşington'da değil, memleketimizde, seçmenimizde ararız". Herhalde Türkiye’de yapılan "bu pazar seçim olsa" anketlerini, olası Cumhurbaşkanı adaylarının oy tablosunu CIA ve ABD büyükelçilik kaynakları ilgili yerlere rapor ediyordur. Haliyle ABD de........

© Bizim TV