Öcalan’ın Son Çağrısı: Silahlara Veda, Meclise Davet…
Öcalan 9 Temmuz 2025 Çarşamba günü yaptığı çağrıyla PKK’nin silahsızlanma sürecini başlattı. PKK üyesi bir grubun 11 Temmuz 2024 Cuma günü, Irak Kürdistan Bölgesi’nin Süleymaniye vilayetinde silah bırakması ve PKK’nin silahsızlanma sürecinin fiilen başlaması bekleniyor.
Biçimsel Yenilikler
Öcalan’ın açıklaması içerikten öteye esas olarak biçimde yenilikler taşıyor. Öcalan’ın 27 Şubat 2025 tarihinde yaptığı çağrıdan bu yana kamuoyuna yansıyan açıklamalar ve metinler irdelendiğinde, son çağrıda içeriksel anlamda bir yeniliğin olmadığı söylenebilir. Bununla birlikte yaklaşık 26 yıldan sonra Öcalan ilk kez sesli ve görüntülü olarak PKK üyelerine seslendi. Çağrının sesli ve görüntülü, ayrıca Öcalan’ın yanındakilerle birlikte yapılması esas olarak PKK üyelerini silah bırakmaya ikna etmeyi, olası itirazları önlemeyi amaçlıyor. Çağrının yaklaşık üç hafta önce kayıt altına alınması ve muhtemelen geçen bu süre içerisinde örgüt üyeleri içerisinde dolaşıma sokulmuş olması bu iddiayı güçlendiriyor.
Çağrıda dikkat çeken ikinci önemli husus tek dilli, Türkçe olması. Önceki çözüm sürecinde, 2013 Diyarbakır Newrozu’nda yapılan çağrı Türkçe ve Kürtçe okundu. Yine 27 Şubat 2025 çağrısı da kamuoyuna iki dilli duyuruldu. Söz konusu çağrı metinlerinin Türkçe yazıldığı ve daha sonra Kürtçeye çevrildiği biliniyor. Son çağrıyı Öcalan doğrudan kendisi yaptı. Bununla birlikte bu çağrıyı iki dille yapmak yerine tek dille yapması Öcalan’ın niyetinden bağımsız olarak sembolik anlamda önem taşıyor. Yeni barış sürecinde en önemli beklentilerden birinin Kürtçenin varlığının ve kuşaklar arası transferinin güvence altına alınması olduğu dikkate alındığında bu sembolik anlam daha da büyüyor.
Biçimsel açıdan bir yenilik olmasa da dikkat çeken bir diğer önemli husus Öcalan’ın doğrudan konuşmaktan ziyade önceden kaleme alınmış bir metni ekrandan okuması. Burada, üzerinde mutabakat sağlanmış yazılı metne bağlı kalma konusunda bir hassasiyetin olduğu görülüyor. 27 Şubat çağrısının görüntülü yapılması konusundaki talepler ve o dönem yapılan tartışmalar, yine yapılan çağrıdaki her cümle ve kelime üzerine karşılıklı çalışıldığı dikkate alındığında, son çağrıda yazılı bir metnin okunması konusunda Öcalan ve devlet heyeti arasında bir uzlaşının sağlandığı söylenebilir. Devletin süreç üzerindeki kontrolü ve temkini devam ediyor.
Silahsızlanma Süreci: Sözden Eyleme
Son çağrı içeriksel anlamda büyük yenilikler içermese de söylem ve içerik analizi yapıldığında kimi hususlar öne çıkıyor.
Öcalan sadece PKK’ye değil Türkiye kamuoyuna da çağrı yapıyor. Metin biçimsel olarak örgüt üyelerine hitaben yazılsa da bağlam, zaman, çağrıyı yapan aktör, içerik ve etkileri düşünüldüğünde söz konusu çağrının aynı zamanda Türkiye kamuoyuna yapıldığı açık.
Bununla birlikte, çağrının ana muhatabı PKK. Öcalan bugüne kadar esas olarak söylem düzeyinde kalan süreci pratik aşamaya taşıyor ve silah bırakma sürecini fiilen başlatıyor. Çağrının ana hedefini bu oluşturuyor.
Kürt Meselesi: Barışcıl ve Sistem İçi Çözüm
Öcalan’ın söylemi, ideolojik bir yönlendirme, örgütsel dönüşüm ve barış sürecine ilişkin yeni bir pozisyon almaya işaret ediyor. Öcalan kurucu bir dille 47 yıllık PKK dönemini hem örgütsel amaçlar hem de izlenen strateji anlamında kapattığını ve yeni bir politik ve stratejik evreye geçtiklerini ilan ediyor.
Metinde sıkça tekrarlanan “tarihsel/tarih”, “vazgeçiş”, “miadını doldurma” gibi kavramlarla Öcalan, ideolojik, politik, örgütsel ve stratejik kırılmaların ilanını 27 Şubat çağrısından sonra yeniden yapıyor ve alınan kararların geri döndürülemez olduğuna işaret ediyor.
Bu........
© Birikim
