menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yumuşamak ya da yumuşamamak bütün mesele...

65 45
10.05.2024

Shakespeare’in Hamlet piyesindeki ünlü repliğe gönderme ile:

To soften or not to soften, that is the question...” demeli herhalde?

Son yerel seçimin sonuçları belli olduğu andan itibaren, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in inisiyatifi ile gelişen yeni durumun analizi yapılırken, en çok kullanılan kavram “yumuşama” ya da “bahar havası” olarak beliriyor.

Her ne kadar Özgür Özel, “Yumuşama demeyi doğru bulmuyorum. Ben normalleşme diyorum. Zaten normale dönülmesi, meselelerin çözülmesi anlamına gelir” diye biraz daha açıklık getirdiyse de, gerçekten de “yumuşama” tanımı daha yaygın kullanılıyor.

Oysa ki, ortada “yumuşamayı” gerektirecek bir durum, yani öyle bir gereklilik yok. Daha doğrusu, halkımızın üzerine bir kabus gibi çökmüş bulunan olağanüstü ağırlıktaki sorunları yaratan siyasi irade, yani “Şahsım Rejimi” (ŞR) ülke siyasetinin ya da karşısındaki muhalefetin “yumuşamasını”, başka bir deyişle tepkinin, öfkenin, protestonun sünmesini isteyecek tek odaktır.

ŞR’nin yıllardır gederek daha ağırlaşarak ve kronikleşerek hissetmeye başladığı, son seçimde de, en ileri derecede maruz kaldığı “köşeye sıkışmışlık ve yitmişlik hali”ne ilaç olacak bir şeydir “yumuşama...”

Hem, niye yumuşayacağız ki?

∗∗∗

On milyonlarca insanı açlık ve yoksulluk içinde yaşamaya mahkum eden, ülkenin bütün kaynaklarını, bütün bir halkın alın teri ve emekleriyle üretilmiş değerleri içeride ve dışarıda bir avuç tufeyliye, rantiyeye, hırsıza peşkeş çeken, kendi zevk ve sefaları içen vergilerimizi lüks harcamalara gömen iradeye karşı daha yüksek sesle ve daha “sert” muhalefet yapmak gerekirken, neden yumuşayalım ki?

ŞR’nin neredeyse tamamen kendine bağlı hale getirdiği yargı mekanizmasının, artık giderek daha az adalet dağıtan ve “adamına göre hüküm, çevresine göre........

© Birgün


Get it on Google Play