menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bilimden uzaklaştıkça...

20 33
12.10.2025

Türkiye toplumu, yıllardır, eşitlik, özgürlük ve barış gibi insanlığın gelişmesinin temel değerlerinden uzaklaşıyor.

Uzaklaşılan bunlardan çok daha önemli bir değer de bilimdir.

Çünkü, “güvenilir ve doğru bilgi”, bireysel ve toplumsal yaşamın can damarıdır.

Ülkede, başta sosyal bilimler olmak üzere, temel bilimlerden uygulamalı bilimlere hemen her alanda bilimsellik yerini “bilimsel olmayana” bırakıyor.

Elbette ülkenin çok önemli sorunları var; ancak, yaşanmakta olan, bilimden uzaklaşılması var olan sorunların daha da ağırlaşmasına yol açıyor; çünkü bilimle birlikte çözüm ya da çözümlerden daha çok uzaklaşılıyor.

En temel ilkelerinin bir yana bırakılması sonucu hukuk halkın gözünde hukuk olmaktan çıkmış bulunuyor. İnsanoğlunun çok uzun yüzyıllar süren savaşımlarının sonucu olarak elde ettiği, Eski Roma’dan bu yana uygulanan “suçlu olduğu kanıtlanıncaya kadar” herkes suçsuzdur ilkesi uygulanmıyor; “kanıtları karartma olasılığı” ve “kaçma kuşkusu yoksa” yargılama tutuksuz yapılır kuralına uyulmuyor. Bu nedenle onlarca kişi yıllardır hapiste tutuluyor ve bunlara her gün yenileri ekleniyor.

Bu toplum yıllardır ekonomi biliminin temellerinden uzaklaşılması nedeniyle yoksulluk, işsizlik ve giderek açlık çekiyor. Enflasyon istatistiklerinin gerçeklere yakınlığının bile çok tartışmalı olduğu bir ortamda, “kara gülmece” niteliğindeki şu kurumsallaşmış “bilimsel görüşlere” bir bakınız: hafta içinde ekonomi politikalarının en tepesinde bulunan Hazine ve Maliye Bakanı M. Şimşek “enflasyonun” nedenini hava koşullarına ya da dona; TCMB Başkanı F. Karahan da halkın, 500 milyar tutarındaki altınları “yastık altına” saklamasına bağlıyor ancak kendisi de TCMB........

© Birgün