menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Anayasa körlüğü

48 33
02.06.2024

AKP iktidarı ya da aynı anlama gelen Başkan Erdoğan, “Bu Anayasa ile yola devam edemeyiz” diyerek yeni bir anayasa yapılmasında ısrar ediyor.

Anayasalar, “toplum sözleşmeleridir”. Bu nedenle, yeni anayasanın, “milli görev” diye dayatılması yerine toplumsal gelişim içinde ve nesnel olarak değerlendirilmesi gerekiyor.

BİRİKİM VAR, ANCAK

Ülkenin oldukça zengin bir anayasa deneyimi ve birikimi var.

Öncelikle o deneyim ve birikimden yararlanılmalıdır ve başvurulması gereken ana kaynak 1961 Anayasası’dır.

Cumhuriyet’in kuruluşunun, 1945 sonrasında çok partili siyasal yaşama geçilmesinin ve on yıllık Demokrat Parti yönetiminin deneyim ve birikimlerinden gelen ve “hukukun evrensel değerlerini” esas alan 1961 Anayasası, özellikle hak ve özgürlükler yönüyle çağdaş düzenlemedir.

1961 Anayasası ile hak ve özgürlüklere bütüncül yaklaşılıyor; kişi hakları; temel hak ve özgürlükler; siyasal haklar ve bunların altyapısı ya da dayanağı özelliğiyle en az bunlar kadar önemli olan ekonomik ve sosyal haklar anayasada birbirini tamamlayan bir biçimde yer alıyor.

Çok özet olarak, 1961 Anayasa’sı, birbirini destekleyen şu dört ayak üzerinde yerleştiriliyor: 1.Hukukun üstünlüğü ve kurumlarıyla hukuk devleti 2.Çok açık bir biçime güçler ayrılığı; 3.Ekonomik ve Sosyal Haklar ve 4.Siyasal Katılım.

Anayasada öngörülen özgürlükçü dönüşümün temeli, devletin hukukun evrensel değerlerine göre yapılandırılması ve ona dayalı hukuk devletidir. Anayasa, bu nitelikteki hukuku, Anayasa Mahkemesi ve “tamamıyla siyasetten bağımsız”, kendi iç kurumsal yapısından oluşan Hakimler Yüksek Kurulu ile bütün organ ve kuruluşların, iki meclisli TBMM dahil, üstüne çıkarıyor.

1961 Anayasası, “düşünce ve bunun açıklanmasını”, özellikle de halkı........

© Birgün


Get it on Google Play