Kuyudaki kim? (2)
Necati Cumalı’nın Susuz Yaz (1959) adlı öyküsünde, iki kardeşten büyük ve kötü olanın adı Hasan, küçük ve iyi olanın adı Osman’dır. Metin Erksan’ın Susuz Yaz’ında (1963) bu adlandırma tersine çevrilir: Osman kötü ağabey, Hasan iyi kardeş yapılır.
Uyarlamalarda genellikle bu kadar sert dramatik değişikliklerle karşılaşmayız. Peki Metin Erksan bunu hangi amaçla yapmış olabilir? Öykü, tek-tanrılı dinsel mitolojinin en ünlü hikayelerinden olan Habil-Kabil’e göndermeler içeriyor ya -kötü abi Kabil, iyi kardeş Habil’i öldürüyor- belki Habil ile Hasan’ı örtüştürmek istemiş olabilir. Ama bu açıklama yeterince ikna edici değil, çünkü Osman ve Hasan adlarının Ortadoğu İslam coğrafyasında çok özel anlamları var.
Erksan, iyilik-kötülük çatışmasını İslam’ın hilafet tarihindeki iktidar çatışmalarından yola çıkarak, üçüncü halife Osman’la peygamberin torunu Hasan’ın adlarıyla kodladı büyük olasılıkla. Belki de, adları olduğu gibi bırakmanın seyircide yaratabileceği olumsuz izlenimden çekindi. İsimleri (sözcükleri) gerçeğin kendisinden daha önemli gören, bu yüzden karikatüristleri hapislerde süründürecek kadar nominalist bir toplumda hiç de altı boş bir çekince değil doğrusu; birileri çıkıp “Sen peygamberin torununu bir ırz düşmanı olarak mı gösteriyorsun?!” bile diyebilirdi.
∗∗∗
Filmde köpeğin öldürülmesinden önce bir ‘tavuk kesip bedenini Bahar’ın önüne fırlatma sahnesi’ olduğunu söylemiştim. Cumalı’nın öyküsünde tavukla ilgili herhangi bir şey yok. Belli ki Erksan bu tavuk sahnesini, filmin kötü adamını mümkün olduğunca inandırıcı kılmak amacıyla ekledi.
Ama, öyküde olmayıp filmde olan bir başka sahne var ki...
Suyu paylaşmayan ve köylülerle çatışan Osman, kardeşi Hasan’ın cinayeti üstlenip hapse girmesini sağlamıştır.........
© Birgün
