menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Şehir kimlikleri

21 1
22.10.2025

Rousseau, “şehirler yapılardan meydana gelir ama şehirleri yapanlar yurttaşlardır” demişti. Ne ki şehir kimlikleri genellikle mekânlarla (meydanlar, anıtlar, yapılar) ilgili olarak literatürde yer almıştır. Bunlar elbette şehir kimliğinin en önemli göstergeleri arasında yer alırlar. Eğitim kurumları, fabrikalar, yönetim binaları, tren garları, sanat kurumları, konaklama mekânları gibi. Ama şehirler aynı zamanda değişik dil ve kültürlerden gelen nüfusun da buluşma ve yaşam mekânlarıdır. Bu kültürler, şehirdeki nüfusun üretim ve yaşam biçimlerinden daha fazla bir alanı kapsar. Daha somut bir ifadeyle şehir nüfusunun lisanları/inançları bu alana işaret eder. Demektir ki şehirler çoğul kültürlerin, kimliklerin mekânlarıdır.

Birkaç yüzyıl önce imparatorluklar zamanında şehirler, ev sahipliği yaptıkları dil ve inanç kimlikleriyle anılırdı. Tıpkı Süryani Mahallesi, Ermeni Mahallesi, Müslüman Mahallesi gibi. Bu mekânlar kültürel yapı ve gelenekleri bakımından benzemeseler de aynı politik sistem içinde yer alıyorlardı. Her ne kadar bu dönemde de iskân uygulamaları ve dolayısıyla nüfusa müdahaleler sözkonusu olsa da şehirler genellikle etnik kimliklerini koruyabiliyor ya da yeni etnik kentsel dokular inşa edebiliyorlardı. Mesela Osmanlı’da çoğunlukla güvenlik ve ekonomik gerekçeyle 18.-19. yüzyılda gerçekleştirilen iskân hareketleri ile Kürt aşiretleri Orta Anadolu’ya........

© Birgün