menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Hayaller labirenti

31 10
22.03.2024

Borges’in pek sevdiği malum hikâye, Çinli filozof “Zuang Zi’nin Düşü”: “Düşünde bir kelebek olduğunu gördü, ama uyandığında, düşünde kendini bir kelebek olarak gören bir insan mı, yoksa düşünde kendini bir insan olarak gören bir kelebek mi olduğunu bilemedi”. Ve insanın aklına hemen şu soru gelebilir: Bir özne olarak biz mi düş görüyoruz, yoksa bir başkasının düşündeki düş gören imgeler miyiz? Borges’in öyküsünde de kendini eğitim sürecindeki bir inanan olarak hayal eden adam, sonunda kendisinin de bir başkası tarafından hayal edilen bir görüntü olduğunu anlar. Tanrının insanı kendi imgesine göre yarattığını, dolayısıyla onun hayallerinin ürünleri olduğumuzu söyleyenler çıkabilir. Bu durumda tanrının hayali kurmacasını ihlal edip başına buyruk bir hayat süren bir insan, tanrı açısından tam bir düş kırıklığıdır. Kim ister ki düş kırıklığı yaşamak? Düşler kırılgandır, tedbir almak gerekir. Tanrı, düşlerini kırmasınlar diye imgelerini ceza ve ödül yöntemiyle disipline edecektir. Sadece tanrı mı? Despotik bir toplumda despotun hayallerinde yaşayan imgeleriz. Hangi despot ister ki hayalleri kırılsın? Tanrının yeryüzündeki kılıcı despot da kırılgan düşlerini yasalarla koruyacak ve düşlerini kıranları ise cezalandıracaktır.

Hayaller kuran ve mecburen hayallerine başkalarını da dahil eden toplumsal varlıklarız. Ve istinasız her özne hayallerinde başkalarını nesneleştirirken, aynı zamanda başkalarının hayallerinde de bir........

© Birgün


Get it on Google Play