Ülke bir ‘anonim şirket’, dış politika ‘aile meselesi’
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Norveç Dışişleri Bakanı Espen Barth Eide ile ortak basın toplantısında Orta Asya Türk Devletleri’nin Güney Kıbrıs’ı tanımasına ilişkin sarf ettiği şu sözler parti devleti rejiminin en çarpıcı ifadeleri: "Biz prensip olarak ailevi konuları kamuoyu önünde tartışmamayı tercih ediyoruz. Buradan hükümetimize yönelik bir negatif not yüklemeye çalışan çabalar da başarılı olmayacak. Her türlü konuyu aile meclisimizde ele almaya devam edeceğiz."
Saray rejimi Türkiye’ye son dönemlerin en ağır dış politika çöküşünü yaşatırken esasında yaşanılanlar şaşırtıcı değil. Bu sözler, ülkeyi bir parti-aile devletine dönüştüren bir zihniyetin dışa vurumu. Zira içeride olduğu gibi dışarıda da tüm adımlar “ülke çıkarı” değil, tek adamın çıkarları doğrultusunda atılıyor.
Ülkenin tüm kapasitesinin Erdoğan rejimini ayakta tutabilmek için harcandığını belirten Prof. Dr. İlhan Uzgel, Fidan’ı şu sözlerle eleştirdi: “Türkiye'nin dış politikası, Kıbrıs favası sizin aile meseleniz değil. Hiçbir devlet sizin aile dostunuz değil. Politikasızlığınızı, diplomasiyle alakası olmayan bir takım ciddiyetsiz açıklamaların arkasına saklamanın peşindesiniz. Orta Asya politikanız çöktü. Kıbrıs politikanız çöktü. Doğu Akdeniz politikanız çöktü. Olayın özeti budur. Şimdi zevahiri kurtarmanın peşindesiniz.”
Türk dış politikası uzun bir süredir tökezliyor. Çünkü ortada dış politika diyebileceğimiz bir çerçeve, bir strateji yok. Tek adamın kendi ikbali için sürdürdüğü ilişkiler yumağı var.
Amerikan emperyalizmi ile de Batılı egemen odaklarla da küresel güç merkezleriyle de kurulan rabıta bu mantıkla yapılıyor. 86 milyonluk bir ülkenin kaderi tek adamın iktidarının ikbaline endekslenmiş durumda.
Başarısız, hezimetlerle dolu bir dış politika sürdürüldüğünü kaydeden emekli........
© Birgün
