Trump düğmeye bastı piyasalar tutuştu
Donald Trump’ın “Kurtuluş Günü” olarak ilan ettiği 2 Nisan’da tek tek ülkelere uygulanacak gümrük vergileri açıklandı. Trump’ın “ dost düşman” ayırt etmeksizin adeta tüm dünyayı hedef alan bir “ticaret savaşının” düğmesine bastığı anlaşıldı. Ardından küresel finansal piyasalar çalkalanmaya başlandı. Tüm dünya borsalarına yayılan satış dalgası, en fazla Wall Street’i vurdu. Trump’ın göreve başlayışından bu yana Dow Jones Sanayi Endeksi’ndeki düşüş yüzde 12’yi, Standart and Poors 500’deki yüzde 15’i, teknoloji şirketleri ağırlıklı NASDAQ’daki ise yüzde 21’i buldu. ABD borsalarında 6,6 trilyon dolarlık kayıp yaşanırken, NASDAQ yüzde 20’den fazla gerileyince, “ayı” piyasasına girmiş oldu. Bu yazı kaleme alınırken Asya piyasalarından başlamak üzere hisse senedi piyasalarında keskin düşüşler devam ediyordu.
Trump Gül Bahçesi’ndeki sunumuna ABD’nin on yıllardır dostları ve düşmanları tarafından soyulduğu, yağma edildiği, talana uğratıldığı, artık bu duruma bir son vermek gerektiği iddiasıyla başladı. Bu zırva teze cevap vermeye bile gerek yok. Dünyanın dört bir yanına yayılmış askeri üsleriyle, her coğrafyada faaliyetlerini sürdüren dev şirketleriyle, teknoloji rantını vergisiz cebe indiren platformlarıyla ABD’nin hâlâ dünyanın en güçlü ve zengin ülkesi olduğu apaçık ortada. Ancak giderek hegemonyasının gerilemekte olduğu; bu konumunu korumak için daha önceki başkanlar döneminde de gerek askeri gücünü öne çıkararak, gerekse kendi ön ayak olduğu neoliberalizmin serbest ticaret ilkelerini çiğneyerek koşulları zorladığı biliniyor.
Trump’ın gümrük vergileri bu anlamda mevcut gidişi hızlandırmak, moda ifadeyle ”level atlatmak” anlamı taşıyor. Vergilerin kalkış noktası, ABD’nin verdiği dış ticaret açıkları. Öncelikle, küresel ticaret sistemi içerisinde bir ülke her ülkeyle dış ticaretini dengeleyecek diye bir kural, bu çabayı destekleyecek de bir kuram yok. Kaldı ki Trump Türkiye, Avustralya gibi dış ticaret fazlası verdikleri ülkelere dahi yüzde 10 vergi koyuyor. Vanilyadan başka bir ihracatı bulunmayan kişi başına gelirin 500 dolar civarında gezindiği Madagaskar, 4 bin nüfuslu Falkland Adaları, penguenler ve fok balıklarından başka kimsenin uğramadığı Heard ve Mc Donald Adaları dahi Trump’ın hışmından kurtulamıyor. İnsan ister istemez “bunlar mı ABD’yi yağmalayanlar?” diye sormadan edemiyor.
2 Nisan öncesi uygulanacak gümrük vergilerinin hesaplanmasında sadece Amerikan ihraç ürünlerinin karşı karşıya kaldığı vergiler değil; tüm sübvansiyonlar, gümrük vergisi dışı engeller, bürokratik düzenlemeler ve kur manipülasyonlarının dikkate alınacağı açıklanmıştı. Derken ortaya Yunan alfabesinden harflerle bezenmiş fiyakalı bir formül atıldı. Gelgelelim çok geçmeden bu formülün sadeleştirmeler sonunda, ABD’nin o ülkeyle verdiği dış ticaret açığının toplam ithalata bölünmesinden çıkan orana denk gelen basit bir bakkal hesabı olduğu anlaşıldı. Bu oranı yarıya bölüp, yuvarlayınca uygulanacak vergi oranı ortaya çıkıyor. Bu yöntemle Çin yüzde 67’den yüzde 34’e, AB ise yüzde 39’dan yüzde 20’ye iniyor. En yüksek oranlar ise yüzde 49’la Kamboçya, yüzde 48’le Laos, yüzde 47’yle Vietnam, yüzde 37’yle Bangladeş gibi yoksul Asya ülkelerinin payına düşüyor.
Dikkat çeken bir nokta da, hesaplamalarda sadece dış ticarete tabi malların dikkate alınması, hizmetlerin devre dışı bırakılmasıydı. Halbuki 33........
© Birgün
