Umutsuz umut
Eski Yunan efsanesine göre, Pandora’nın Kutusu açıldığında, biri hariç tüm duygular (keder, kıskançlık vs) yeryüzüne yayıldı. Kutunun içinde tek bir şey kaldı: Elpis, yani Umut. Bu durumla ilgili yorumlar ikiye ayrılır. İyimser yorum, insanlar yaşadıkları bütün kötülüklere rağmen umut sayesinde var olmaya, direnmeye devam ederler. Bu direnç, hayattaki bütün güzel şeylerin ana kaynağıdır. Kötümser yoruma göre ise umut, acıların biteceği yanılgısıyla insanı beklemeye, tahammül etmeye zorlar. Bu açıdan umut, kötülüklerin en inceliklisi olabilir.
Ben ‘umutsuz umut’ gibi bir başka yorumdan yanayım. Umutsuzluğu dışlamayan bir umuttan... Bu umutsuz umudu, sanırım ilk olarak şiirden öğrendim. Örneğin Turgut Uyar’ın "Umuttur" şiirinden: "umut yoktur / kimse yoktur umut etmemeyi önleyecek / çünkü umut kaçınılmaz gelecektir / bütün gümbürtüsüyle / umut kaçınılmaz gerçektir çünkü / biri Asya’da biterken sözgelişi, Şili’de öbürkü başlar". Yani hem umut yoktur, hem de kaçınılmaz bir gerçek olarak vardır. Tıpkı güneşin doğup batması gibidir Turgut Uyar için umut: "çünkü biraz sonra umut başlar hergünkü, başlar..." Sorun hep umutlu ya da hep umutsuz olmaktır aslında. Umudumu hiç yitirmedim diyen biri, kendine yalan söylüyordur. Ya da sürekli umutsuzluktan bahseden biri de,........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein
John Nosta
Joshua Schultheis
Rachel Marsden