Tekinsiz gerçeklik
Sabah haberleri açınca ya da sosyal medyada gezinirken insanın içine bir ürperti düşüyor. Tanıdık yüzler bir bir kayboluyor; yorumcular, yazarlar, muhalifler... Bu ürperti, Freud’un ‘tekinsizlik’ dediği duyguya benziyor. Tekinsizliği mafya, doğa üstü meselelerle uğraşanlar, korku ve komplo teorileri üzerinden siyaset yapanlar sever genellikle. Çünkü akılcı nedensellik işlevsizleşir. Freud, tekinsizliği alışılmadık, rahatsız edici, ürkütücü, şaşırtıcı, hatta dehşet verici bir duygu olarak tanımlamıştı. Hayal ile gerçek arasındaki sınırların ortadan kalktığı bu tekinsizlik durumu, gerçekliğin sorgulandığı post-truth çağının en belirgin özelliği. Franco 'Bifo' Berardi, 'The Third Unconscious' adlı kitabında pandemiyle birlikte bu tekinsizlik halinin, psikolojik ve bilişsel bir mutasyona yol açtığını yazmıştı.
Arendt, Amerikan siyasi yaşamındaki en ciddi tehlikenin bir tür düşüncesizlik veya düşünmeme olduğunu söylemişti. Arendt neredeyse bir kâhin gibi olacakları öngörmüş. Şimdi anlaşılıyor ki, tüm dünya düşünmeme tehlikesiyle karşı karşıya. İster buna dijitalleşmenin dayattığı yüzeyselleşme ya da zihin dağınıklığı deyin, ister başka bir şey. Düşünen insanlar ödüllendirilmek yerine cezayla karşı karşıya, çünkü çoğunluk ruhsal bir mutasyon geçiriyor. Bu düşünmeme hali yalnızca gündelik yüzeysellikte kalmıyor, felaketlere bakışımızı da belirliyor. Gazze'de........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein
John Nosta
Rachel Marsden
Joshua Schultheis