menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Koltuk korkusu neler yaptırıyor?

26 11
26.04.2025

Ülkemiz, Cumhurbaşkanlığı seçiminin en güçlü adayı Ekrem İmamoğlu’na yönelik Saray darbesinin ardından toplumsal bir deprem yaşamışken 23 Nisan günü İstanbul’da meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki doğal depremle bir kez daha derinden sarsıldı. Can ve mal kaybına yol açmadığı için sevinip avunduğumuz bu yeni sarsıntı, pek hazırlıklı olmadığımız yakın gelecekteki büyük İstanbul depremini yeniden anımsatması bakımından çok uyarıcı oldu. Ne var ki merkezi ve yerel yönetimlerin sıkı işbirliğinin yaşamsal önem taşıdığı bu süreçte bile iktidar, muhalefetin yönettiği belediyeleri yok sayma tutumunu sürdürüyor. Nitekim Cumhurbaşkanı başkanlığında deprem önlemlerinin görüşüldüğü AFAD Merkezi’ndeki toplantıya AKP İstanbul İl Başkanı bile çağrılırken İBB’den kimsenin çağrılmaması, bu ayırıcı ve partizan yaklaşımın en taze örneği idi. İstanbul’da deprem çalışmalarını yürütmesi gereken İmamoğlu ve şehir plancısı arkadaşlarının, merkez üssü Silivri olan son sarsıntı sırasında Silivri zindanında bulunmaları ise filmlere konu olacak trajikomik bir siyaset sahnesi olarak belleklerde yer aldı.

Ülkede işler böyle yalapşap yürütülmeye çalışılırken iktidarın Ekrem İmamoğlu düşmanlığı hiç hız kesmiyor! Neredeyse “devlet politikası”na dönüştürdüler düşmanlıklarını. “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” gibi dünyada eşi bulunmayan nadide “Türk Tipi Tek Adam Rejimi”ni mimarı ve baş savunucusu Devlet Bahçeli de, ortağının hapse attığı İBB Başkanı’na her zamanki şifreli diliyle laf sokmaktan geri durmuyor. MHP Genel Başkanı, depremle ilgili demecinde, "Unutulan ve kaderine terk edilen İstanbul”dan söz ederek şöyle diyor:

........

© Birgün