menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Çayırı tutuşturan kıvılcım

30 6
19.04.2025

Karl Marx günümüz Türkiye ‘sinde yaşasaydı, Manifesto ‘nun ilk tümcesini şöyle yazardı herhalde:

Saray ‘ın üzerinde çoktandır bir hayalet dolaşıyor: İmamoğlu hayaleti”!

Baksanıza, tek adam rejiminin irili ufaklı bütün güçleri bu hayaletten kurtulmak için seferber olmuş durumda! Dahası, yakın geçmişin FETÖ maymunları, kaşarlanmış ekran şarlatanları, tetikçi trolleri, küçük adamlar, operasyon çocukları yine sahnede; İmamoğlu ‘na ve yakın çevresine kara çalmak için her gün yalan üstüne yalan üretiyorlar...

Bir acayip ülkede yaşıyoruz! Normal bir sabaha uyanamıyoruz artık! 19 Mart ‘tan bu yana sistemli bir gözaltı ve tutuklama dalgasıyla karşı karşıyayız. Saray rejimi, toplumun her kesiminden yükselen itirazları dinleyeceği yerde, insanları susturma yoluna gidiyor. Parti başkanları, belediye başkanları, gazeteciler, akademisyenler, öğrenciler, uyduruk gerekçelerle içeri tıkılıyor…

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Ekrem İmamoğlu çevresinde sürdürülen zincirleme soruşturmaların merkez üssü gibi görünüyor. Yapılan tüm operasyonlar İmamoğlu ‘na bağlanmaya çalışılıyor. Gazeteci arkadaşlarımız Timur Soykan ve Murat Ağırel ‘in gözaltına alınmaları da bu kumpasın bir parçasıydı.

Anayasal protesto ve gösteri haklarını kullandıkları için -bir gün bile yatarı olmayan suçlamalarla- gençler tutuklanabiliyor! Bu durumu hukuk bilgisiyle açıklamak olanaklı değil. Ayrıca tutuklayamadıkları gazetecilere ev hapsi, yurtdışı yasağı ya da haftada üç gün karakolda imza cezası ne demek? Bu hukuk dışı uygulamaların amacı, gazetecilere mesleğini yaptırmamaktır! Oysa özgür ve bağımsız basın, halkın soluğudur. Siyasal iktidar, özgürlük alanını sürekli........

© Birgün