menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Düş

28 18
09.06.2025

Yıllar önce bir kış günü Çanakkale’den arayan biri yaz aylarında düzenleyecekleri festivalde beni konuşmacı olarak konuk etmek istediklerini söyledi. Arada uzun süre varsa bu tip istekleri kıramam ama sayılı zaman da çabucak geçer, yine öyle oldu. Bana önce bir saatlik bir konuşma yapacağımı söylediler, sonra bu bir saati Nebil Özgentürk ile paylaşacağım haberini verdiler ve daha sonra bize ayrılan bir saatlik sürenin kırk dakikasında Nebil Özgentürk’ün Nâzım Hikmet belgeselinin gösterileceğini duyurdular. Bana geriye on dakika kalıyordu ama iki sorun vardı: Ben zaten ilk on dakikada iki lafı bir araya getiremem, sonradan açılırım. İkincisi, Nâzım Hikmet’i anmaya dönüşen bir konuşmada bana ne laf düşebilir ki, Nâzım Hikmet hakkında herhangi bir insandan daha fazla bilgili değilim, hele onun hakkında kürsüye çıkıp konuşacak bir kişi hiç değilim. Bunları söyleyip söyleşiye sadece dinleyici olarak katılmayı önerdim ama elbette kabul etmediler, çaresiz yollara düştüm Çanakkale’ye geldim.

∗∗∗

Yaz günü bir açık hava amfisinde yapılan etkinlik hınca hınç doluydu. Belgesel bitince uzun uzun alkışlandı ve Nebil ile ben kalan 15 dakikada birer konuşma yapmak için kürsüye çağrıldık. Dersimi iyi çalışmıştım. Önce bu konuda konuşma yeterliliğimin olmadığını itiraf ettim. Ardından Nâzım’ın bütün ömrünü zindanlarda geçirdiğini, çok zor şartlar altında yaşadığını, zaman zaman öldürülme riskini taşıdığını, tarihimizde Nâzım gibi bir sürü insanın ağır bedeller ödediğini ama yollarından dönmediklerini; bu nedenle umutsuzluğa kapılmamamız ve yaşadığımız sürece mücadele etmemiz gerektiğini beni bile şaşırtan bir akıcılıkla ve çarpıcı detaylarla anlattım. Sonra sıra Nebil Özgentürk’e geldi. O da bir yandan belgeselin çekilme zorluklarını anlattı, bir yandan da kendi hayatından ilginç anılarla kısa ve etkileyici bir konuşma yaptı. Plaketler verildi ve o andan sonra Aziz Nesin hikâyelerini anımsatan ilginç gelişmeler oldu.

Dinleyiciler sahneye doluşmaya başladı. Çoğunluğun doğal olarak Nebil Özgentürk’e yöneleceğini tahmin ediyordum ama öyle olmadı: Herkes Nebil’in üzerine çullandı. Gelenlere yer vermeye çalıştıkça........

© Birgün