menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

"Beylikova’da 694 milyon ton NTE rezervi olduğu kuşkulu"

6 1
05.12.2025

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eylül sonunda yaptığı Beyaz Saray ziyaretiyle yeniden gündeme gelen, ekim ayında ise CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “Trump’a vermeye söz verdi” iddiasıyla siyasetin başlıca tartışma başlıklarından biri hâline gelen “Eskişehir Beylikova’daki nadir toprak elementleri (NTE)” konusu son haftalarda kamuoyu gündeminde geriye düşmüş durumda.

Tam da böyle bir dönemde, TMMOB Maden Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi bu konunun teknik, ekonomik ve siyasi boyutlarını masaya yatıran önemli bir çalıştay düzenledi.

2 Aralık’ta İstanbul Teknik Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen Kritik & Stratejik Madenler Çalıştayı, yaklaşık sekiz saat sürdü. Dört açılış konuşmasının ardından üç oturumda 10 uzman farklı başlıklarda sunum yaptı. Çalıştay, yürütme kurulunun genel değerlendirmesi ve forum bölümüyle tamamlandı.

Çalıştay Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. A. Ekrem Yüce, o dönem Maden İşleri Genel Müdürlüğü (MİGEM) koordinatörlüğünde —bugünkü adıyla MAPEG— kapsamlı bir çatı örgütü kurulacağı yönünde bir beklenti bulunduğunu, ancak o günden bugüne bu noktaya gelinemediğini belirtti. Yüce’nin bu değerlendirmesi, NTE’lerin çok kademeli ve zahmetli prosesler gerektirdiği; dolayısıyla ciddi yatırım ve finansman ihtiyacı bulunduğu hatırlatmasıyla birleşti.

Prof. Dr. Yüce ayrıca, TMMOB ve ilgili odaların sürece dahil edilmesi gerektiğini; bu sağlanamasa bile meslek örgütlerinin ortak bir çalışma sonucunda bir rapor ortaya koyması gerektiğini belirtti.

Teknik açıdan son derece yoğun geçen çalıştayın, özellikle forum bölümünde “694 milyon ton rezerv” meselesine dair yapılan tespit ve değerlendirmeler öne çıktı.

Forum bölümünde uzmanların dile getirdiği tespit ve değerlendirmelerden öne çıkanlar şöyle:

Beylikova’daki analizler nasıl yapıldı, numuneler nasıl alındı? Bunun yerine, Enerji Bakanı çıkıp 694 milyon ton rezerv olduğunu açıklıyor. Üç yıldır Eskişehir’de çalışmalar yapılıyor, ama şimdiye kadar somut bir şey ortaya koymak yerine neden kesinliği olmayan açıklamalar yapılıyor? Geçmişten bugüne MTA’daki meslektaşlarımızdan öğrendiğimiz bir şey var: Seçim zamanları rezervlerden bahsederken bir sıfır fazla konur. Yani, bu Türkiye’de hakikaten öyle. Şeffaflık sorunumuz var.

2022’de, dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’e yaptırılan açıklamaya dayanak olan raporun bir kısmı elimizde mevcut. Bu bilgilerin tamamen paylaşılmaması, yani şeffaflık olmaması da ayrı bir konu. Rapora göre, NTE'lerin ekonomik tenörü yüzde 1 alındığında, 694 milyon tonluk rezervin 12 milyon tonu NTE, 103 milyon tonu barit, 113 milyon tonu florit, 545 bin tonu toryum ve 10 bin tonu uranyum olarak hesaplanıyor. Eğer NTE ekonomik oranı yüzde 1,5 olarak alınırsa, bu rakamlar daha da düşüyor. NTE rezervleri yaklaşık 4 milyon ton, barit 30 milyon ton, florit 34 milyon ton, toryum 189 bin ton, uranyum ise 2 bin 300 tona düşüyor.

Bugün çalıştayda bir hocamız, “Yüzde 5’in altındaysa ekonomik değildir” tespitinde bulundu. Yani eğer yüzde 5’in üzeri ekonomikse, bu yüzde 1,5 rakamı bile çok sıkıntılı bir rakam olarak değerlendirilmelidir. Kaldı ki bu 3,95 milyon tonluk değer tespiti, bir üniversiteye hazırlatılan raporun bir bölümüne dayanıyor. Ve biz bunu resmi kanallardan doğru biliyoruz. Dolayısıyla önümüzdeki süreçte Eskişehir Beylikova ile ilgili farklı bir tabloyla karşı karşıya kalabiliriz.

2012 senesinde Beylikahır’dan önce, Sivrihisar’da nadir toprak ve toryum ile ilgili olarak Eti Maden ve bazı şirketler arasında pazarlıklar yapılıyordu. 2010 yılında, 30 milyon ton civarında bir miktardan söz ediliyordu. Ancak bu miktarın nasıl olup da 694 milyon tona yükseldiği sorusu hâlâ yanıtlanabilmiş değil. Daha önce yapılan sondajlardan haberdar mı olunmadı, yoksa sınır değeri çok mu düşürüldü de bu kadar yüksek bir rakama ulaşıldı? Bu konuda sürekli kuşkular ortaya çıkıyor ve hangi kaynaktan doğru bilgi alındığı belirsiz.

Geçmişte de bu tür açıklamalar farklı boyutlarda yaşandı. Özal döneminde Keban’da altın pilot tesisi projesi yürütülmüştü. Medya, “Keban’ın dağı taşı altındır” diye kaynıyordu. Fakat yapılan analizlerde çıkan değerler son derece düşüktü; örneğin 0,1 gram, 0,2 gram veya 0,3 gram gibi sonuçlar elde edilmişti. Ancak bu düşük değerler, bazı kişiler tarafından onla çarpılarak 10, 15, 20 gram gibi yüksek rakamlar olarak sunulmuştu. Sonrasında bu durum raporlanarak süreç sonlandırılmıştı. Özetle, geçmişte yaşanan bu ve benzeri durumlar, bugün de Beylikova’daki 694 milyon ton gibi yüksek rakamlar için kuşkulara yol açabiliyor.

Boksit. 4,5 milyon ton üretilmiş, 4,2 milyonu ihraç edilmiş. Tonu ortalama 35 dolardan. Bunun da yüzde 75’i Çin tarafından satın alınmış. Çin için biz 35 dolara boksit üretmişiz. Değer mi? Çin, NTE konusunda dünyada birinci sırada yer alıyor ve bu nedenle, kritik mineraller de aynı mantıkla işlenmeden ihraç edilirse, ekonomik getirisinin sınırlı kalacağı bir gerçektir. Yani, boksit gibi minerallerden yeterli katma değer sağlanamadığı gibi, kritik minerallerin işlenmeden ihraç edilmesi de, diğer ülkelerin daha yüksek ekonomik fayda elde etmesi anlamına........

© Bianet