Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme ne diyor?
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün partisinin Ankara Kızılcahamam’daki 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda PKK’nin dünkü (11 Temmuz) temsilî silah bırakma töreni ile ilgili konuşurken Türkiye yakın tarihindeki hak ihlâllerine değindi.
Erdoğan; Beyaz Toroslar, faili meçhuller, Diyarbakır Cezaevi, köy yakmalar ve Kürtçe konuşma yasağı gibi uygulamaların “terörü” sona erdirmek yerine büyüttüğünü belirterek, bu hak ihlallerinin bedelinin hep birlikte ödendiğini söyledi.
Cumartesi Anneleri/İnsanları ise bugün 1059’uncusunu gerçekleştirdikleri Galatasaray Meydanı eylemlerinde, Erdoğan’ın beyanlarının önemli olduğunu; ancak yeterli olmadığını belirtti.
Bu bağlamda Cumartesi Anneleri/İnsanları, Erdoğan’dan üç talepte bulundu:
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu tarafından 20 Aralık 2006’da kabul edilen ve 7 Şubat 2007’de imzaya açılan Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme (International Convention for the Protection of All Persons from Enforced Disappearance, ICPPED), 23 Aralık 2010 tarihinde yürürlüğe girdi. Bugüne dek 98 devletin imzaladığı, 76 devletin taraf olduğu sözleşmeyi Türkiye henüz imzalamadı.
Sözleşme, devletlere zorla kaybetmeyi suç sayma, soruşturma, failleri cezalandırma ve kayıp yakınlarının haklarını tanıma temel yükümlülüklerini yüklüyor.
Sözleşme, taraf devletlerin bir izleme mekanizması olarak Zorla Kaybolmalar Komitesi kurulmasını kabul etmelerini de öngörüyor.
“Hiç kimse zorla kaybedilmeye maruz bırakılamaz” ve “Savaş hâli, savaş tehdidi, iç siyasal istikrarsızlık veya başka herhangi bir olağanüstü durum dahil olmak üzere hiçbir istisnai koşul, zorla kaybedilmeye gerekçe olarak gösterilemez,” diyen sözleşmenin önsözü ve ilk maddesi şöyle:
“Bu Sözleşmeye Taraf Devletler,
Birleşmiş Milletler Şartı uyarınca, devletlerin insan hakları ve temel özgürlüklere evrensel saygıyı teşvik etme ve bunlara riayet etme yükümlülüğünü dikkate alarak;
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne atıfla;
Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi, Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi ve insan hakları, insancıl hukuk ve uluslararası ceza hukuku alanlarındaki diğer ilgili uluslararası belgeleri hatırlatarak;
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 18 Aralık 1992 tarihli ve 47/133 sayılı kararıyla kabul edilen "Tüm Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Bildirge"yi de anımsayarak;
Zorla kaybetmenin son derece ciddi bir suç olduğunun ve uluslararası hukukun belirli koşullar altında bunu insanlığa karşı suç olarak tanımladığının farkında olarak;
Zorla kaybetmeleri önleme ve bu suç karşısında cezasızlıkla mücadele etme kararlılığıyla;
Her bireyin zorla kaybedilmemeye yönelik hakkını, mağdurların adalet ve tazminat hakkını gözeterek;
Mağdurların, zorla kaybedilmenin koşulları ve kaybedilen kişinin akıbetine ilişkin gerçeği öğrenme hakkını ve bu amaca yönelik olarak bilgi arama, alma ve yayma........
© Bianet
