menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Avukat Yazgan: Zorla örnek alma, insan hakları ve ceza muhakemesi ilkelerine aykırı

17 1
09.10.2025

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık, Narkotik ve Ekonomik Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından haklarında “uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak” suçundan soruşturma başlatılan ve kamuoyunca tanınan kişilere bu sabah saatlerinde operasyon düzenlendi.

Operasyonda, Dilan Polat, Engin Polat, İrem Derici, Kubilay Aka, Kaan Yıldırım, Hadise Açıkgöz, Berrak Tüzünataç, Duygu Özaslan Mutaf, Demet Evgar Babataş, Zeynep Meriç Aral Keskin, Özge Özpirinçci ve Mert Yazıcıoğlu, ifadeleri ve kan örneklerinin alınması için ekiplerce İl Jandarma Komutanlığı’na götürüldü.

Ünlüler, öğleden sonra ise Adli Tıp Kurumu’na getirildi.

Ünlüler, jandarma eşliğinde ikâmet ettikleri yerlerden ifadeye götürülse de Anadolu Ajansı’nın haberine göre haklarında herhangi bir gözaltı kararı bulunmuyor.

Öte yandan, ifade vermeyi beklerken sütü gelen oyuncu Zeynep Meriç Aral, jandarmadan süt pompası talep etti. Jandarma, oyuncunun isteğini yerine getirdi.

Avukat Deniz Yazgan, “zorla getirme” kararı olmadan kişilerin rızası dışında evlerinden götürülmesinin, hem Türkiye hukukuna hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatlarına aykırı olduğunu vurguladı:

“Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 145. maddesi uyarınca, çağrı üzerine gelmesi gereken bir kimsenin ifadesine başvurulacağı durumlarda, kişi önce davet edilmelidir. Davet, CMK 145 anlamında ‘zorla getirme kararı olmadan yapılan’ bir çağrıdır. Kolluk, savcı veya hâkim tarafından yapılan davet, kişinin rızasıyla gelmesini öngörür. Bu davet, ‘gelmezsen zorla getirilirsin’ uyarısını içerebilir ama kendiliğinden gelmeye karar veren kişi açısından zor kullanılamaz.

“Kişi davete rağmen haklı bir neden olmaksızın gelmezse, savcı veya hâkim tarafından zorla getirme kararı verilebilir. Ancak dikkat edilmesi gereken şu: Zorla getirme kararı yalnızca hâkim veya Cumhuriyet savcısı tarafından verilebilir. Kolluk kendi inisiyatifiyle böyle bir karar alamaz. Eğer ortada zorla getirme kararı yoksa, kişi davet üzerine rızası olmadan evinden götürülmüşse, kolluk, savcı kararı olmadan zor kullanmışsa, bu durumda işlem Anayasa’nın 19. maddesi, CMK 145-146 ve AİHS madde 5 kapsamında kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlali niteliğindedir. Bu tür uygulamalar, AİHM içtihatlarında ‘keyfî özgürlükten yoksun bırakma’ olarak nitelendirilmiştir.”

Yazgan’a göre gözaltına alınanların kan örneklerinin alınacak olması ise “kimsenin kendisini suçlayacak delil yaratmaya zorlanamayacağı” ilkesini (Nemo Tenetur İlkesi) ihlâl ediyor.

Örnek alma işleminin kişinin iradesinden bağımsız fiziksel delil elde etme faaliyeti olarak yorumlandığını ve şüphelilerin bu durumda örnek vermek zorunda bırakıldığını belirten Yazgan, söz konusu ihlâli şöyle açıkladı:

“Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 75. maddesinde düzenlenen şüpheli veya sanığın beden muayenesi ve vücudundan örnek alınması tedbiri, kökünü Roma Hukuku’ndan alan ve Anayasa’nın 38. maddesinin 5. fıkrasına da yansıyan; kimsenin kendisini suçlayacak delil yaratmaya zorlanamayacağı ilkesi, yani Nemo Tenatur İlkesi ile çelişir durumda. CMK’deki bu düzenleme, hukukçularla tıbbiyelileri de karşı karşıya........

© Bianet