İnsan yaşlanmayı, kendi yaşlanma sürecinde öğrenir
Yaşlanma gerçeğine küresel, toplumsal ve bireysel düzeyde farkındalık kazandırılması, yaşlılar ve yaşlanmakta olanların sorunlarının gündeme getirilerek çözüme kavuşturulması ve haklı taleplerin vurgulanması amacıyla her yıl 1 Ekim tarihinde Dünya Yaşlılar Günü kutlanıyor.
2025 Dünya Yaşlılar Günü'nde bir kez daha vurgulayalım: yaşlanma dönemi, gerileme ve kayıplar nedeniyle toplumsal bağları zayıflatan bir süreçtir; yaşlılar yaş, cinsiyet, ırk, etnik köken veya fiziksel engelleri nedeniyle ayrımcılığa uğrayabilir.
Bu nedenle yaşlıların sömürü, ihmal ve istismardan uzak tutulma; toplumsal ilişkilerinin artırılması; aile ve toplum tarafından korunup gözetilme gibi hakları vardır.
Bu haklar uluslararası ve ulusal belgelerden kaynaklanmaktadır — gelin bazı temel bilgileri ve doğruları tekrar hatırlayalım.
Ekonomik, sosyal, psikolojik, kültürel, sağlık ve bakım başta olmak üzere pek çok ihtiyacı olan yaşlı insanların öncelikle yaşlandığını kabullenmesi, etmesi, bedenini ve duyularını önemsemesi, zayıflıklarını kabullenmesi, taleplerini yanıtlaması, duygularını kale alması, kendiyle ve başkalarıyla –daha- geçimli olması, olaylara itidalle bakması, vakti daraldığından ertelemelerden kaçınması, hayatın içindeki zıtlıkları kabullenmesi, çevresindekilerin hayatını kolaylaştırması, çok kalabalık bir (yapa)yalnızlar toplumunda yaşadığını kabullenmesi, ‘öteki’lerle temastan kaçınırsa kırılganlığının artacağını bilmesi, hayat olanaklarının azaldığını kabullenmesi, aşırı alınganlıktan kaçınması çok önemli.
Mütevazı hazlardan tat almaya çabalamak, azalan fiziksel gücü toparlamak, zihnini daha iyiye yönlendirmek, kendinle barışmak, karşındakinin özgürlüğünü kabullenmek, elindekiyle yetinmek, çevresindekilerin haklı uyarılarını kale almak, alışkanlıklarını koşullar oranında sürdürmek, kendini abartılı sevmek, hayatı -sadece- kendi ‘ben’i etrafında döndürmek, zorlukları büyütmemek, kendini çevresindekilere -zorla- dayatmayan yaşlılar kendilerine ve yakılarına huzur bahşediyor.
İnsanın kendiyle dost olabilir mi? Kendine de mesafe koyarsa, hata yapmaktan kaçınırsa, zaaflarından vaz geçerse, mükemmeliyetçilikten kaçınırsa, gerçekçi olursa, iş birliğine açık olursa, ilişkilerinde sebatlı olursa, -gerektiğinde- kendiyle alay ederse ve yapabileceği her şeyi kendi başına hallederse, evet olabilir.
Bu dönem ihtiyatlı ve temkinli olmayı gerektiriyor. Can ve canan meselinde ikircim yaşanması doğal. Sağlık itina istiyor, fazlasıyla. “N’aber” diye değil, “nasılsın”la başlayan yüz yüze, telefonla ya da sosyal medya aracılığıyla hatır sorulması, sevdiklerimize sarılmak, sevdiklerimizle kucaklaşmak, sofra sohbetlerinde şarkı-türkü söylemek, dikkatimizi dağıtacak/ toplayacak şeylerle uğraşmak önemli.
Kaygı, stres, endişe, korku, yalnızlık, boğulmuşluk, sıkışmışlık, çaresizlik, sinirlilik, suçluluk ve öfke gibi karmaşık duyguların yaşandığı bu dönemde yoğunlaşan belirsizlikler de yaşlıların ruh sağlığını korumasını zorlaştırıyor. Yoksunluğun ve/veya yoksulluğun yaşandığı bu dönemi “ya olursa/ ya olmazsa” diye hayıflanarak geçirmek yerine “şimdi”yi değerli kılmak gerekiyor.
Fiziksel, zihinsel, sosyal, psikolojik ve ekonomik kayıp ve gerilemelerin yaşandığı bu dönemde yaşlı insanın kişilik özellikleri, yaşam biçimi, iş, beslenme, katılım, kronik hastalıkları, yaşadığı yer ve mekan, -varsa- ailesi ve çevresiyle ilişkileri ve verdikleri desteğin düzeyi, cinsiyet, ırk, etnik köken ya da diğer konumları nedeniyle hayatın içinde negatif ayrımcılığa tabii tutulma durumu, temel gereksinimlerini karşılama düzeyi vb. bireysel farklılıklara yol açıyor.
Yaşlı haklarının tanınmadığı, var olan haklarını bile koruma ve savunmakta zorlanıldığı, mevcut olanaklara erişme güçlüğü yaşandığı, yaşam kalitesini değil geliştirmek mevcudun bile korunmasında zorluk çekildiği bu dönemde yaşlılar uğradıkları çok yönlü ayrımcılık nedeniyle “tam” değil “eksik yurttaş” olmanın ağırlığını taşımakta zorlandıklarından kırılganlık düzeyleri artar.
Hatırlayalım kısaca Covit-19 Pandemisinde yaşlıların durumunu. Virüsü kapma ve çevrelerine bulaştırma korkusu, artan ölüm kaygısı, damgalanma çekintisi, tavan yapan kuşaklararası iletişimsizlik, yaş ayrımcılığına maruz kalmanın yarattığı korku ve endişe, sağlık olanaklarına ulaşma güçlüğü, azalan özgüvenleri, gömüldükleri yalnızlık, artan (u)mutsuzluk, düşen konsantrasyonları, karşılık bulmayan, şefkat, sevgi ve paylaşım beklentileri, artan inatçı ve tekrarlayıcı olumsuz düşünceler nedeniyle yaşlı insanlar günlük yaşamda zorlandılar.
Kısacası yaşlılar pandemide yapılması gerekenlerin yapılmamasından, yapılmaması gerekenlerin yapılmasından etkilendiler. Sadece pandemide değil her zaman anlaşılma gereksinimi duyan yaşlıların da çevresindekileri anlamak için çaba harcaması gerekiyor.
Yaşlılık döneminde bağlılık ve........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Sabine Sterk
Stefano Lusa
Mort Laitner
Ellen Ginsberg Simon
Gilles Touboul
Mark Travers Ph.d