Bir bursla değişen hayatlar: Roman gençlerin hikâyesi
"Bu burs olmasaydı belki okulumu yarıda bırakmak zorunda kalacaktım."
Roman bir gencin bu sözleri, Türkiye’de Roman öğrencilere yönelik uygulanan tek burs programının hayatlarda yarattığı farkı en iyi şekilde özetliyor. Bu proje, bazı öğrenciler için okula devam etmenin, bazıları içinse hedeflerine ulaşmanın ve geleceğe tutunmanın tek yolu.
Sıfır Ayrımcılık Derneği tarafından yürütülen “Batı Balkanlar ve Türkiye'deki Roman Öğrenciler için Eğitim Desteğinin ve Fırsatlarının Artırılması Projesi” kapsamında bugüne kadar 180 Roman öğrenciye burs, mentörlük ve eğitim desteği sağladı. Gençlerin ifadesiyle bu destek “hayallere giden yolda bir umut ışığı” oldu.
Türkiye’de sosyal dışlanma ve derin yoksullukla mücadele eden grupların başında Romanlar geliyor. Bu koşullar gençler üzerinde derin izler bırakıyor.
Roman gençler, hem genç olmanın getirdiği zorluklarla hem de kimliklerinden kaynaklanan ayrımcılıkla aynı anda mücadele ediyor. Ailelerinden miras kalan yoksulluk ve dışlanma, eğitim ve istihdam gibi temel alanlarda ciddi engeller yaratıyor.
Eğitime erişim, karşılaşılan en büyük sorunlardan biri. Roman topluluğu içinde okullaşma oranı düşük, okul terk ve devamsızlık oranları ise oldukça yüksek. Bunun başlıca nedenleri arasında erken yaşta evlilikler, çocuk işçiliği, ailelerin eğitim masraflarını karşılamakta zorlanması, yetersiz barınma ve beslenme koşulları ile okullarda karşılaşılan ayrımcı tutumlar yer alıyor. Tüm bu nedenlerle lise ve yükseköğretime devam eden Roman genç sayısı oldukça düşük kalıyor.
Covid-19 pandemisi ve depremler, bu zorlukları daha da artırdı. Pandemi döneminde İnternet, bilgisayar ve akıllı telefon gibi uzaktan eğitime erişim için gerekli araçlardan yoksun olan gençler, büyük oranda eğitime erişemedi ve eğitimden kopuşlar yaşandı. 2023 Şubat’ında Kahramanmaraş’ta yaşanan büyük depremler de bölgedeki Roman topluluklarını derinden etkiledi; birçok genç okulu bırakmak zorunda kaldı.
Bu tablo, Roman gençlerin eğitim hakkına ulaşabilmesi için özel destek ve burs programlarının acilen hayata geçirilmesi gerektiğini açıkça ortaya koyuyor.
Sıfır Ayrımcılık Derneği’nin, Avrupa Birliği (AB) ve Roma Education Fund (REF) desteğiyle yürüttüğü “Batı Balkanlar ve Türkiye'deki Roman Öğrenciler için Eğitim Desteğinin ve Fırsatlarının Artırılması Projesi”, Türkiye’de Roman gençlere yönelik verilen tek kapsamlı destek programı olma özelliği taşıyor.
Proje, lise ve üniversite düzeyinde eğitim gören Roman öğrencilerin maddi zorluklarını hafifletmeyi, okul başarılarını artırmayı ve istihdama geçişlerini kolaylaştırmayı hedefliyor. Bursun yanı sıra mentörlük, çeşitli eğitimler ve kariyer planlama çalışmalarıyla gençlerin akademik ve kişisel gelişimleri destekleniyor.
Her yıl 30 üniversite ve 60 lise öğrencisine sağlanan burs, mentörlük ve eğitim desteği, toplumsal cinsiyet eşitliği gözetilerek veriliyor. Üniversite öğrencilerine Türkiye genelinde, lise öğrencilerine ise Edirne, İstanbul, İzmir ve Hatay’da destek sunuluyor. Böylece Roman gençler, eğitimdeki engelleri aşarak toplumsal hayata daha güçlü bir şekilde katılabiliyor.
Aldıkları destekle güçlenen Roman gençler, hayatlarına yön veren hedeflerine ulaşmak için kararlılıkla mücadele ediyor. Kimi doktor olmayı amaçlıyor, kimi yazılım dünyasında iz bırakmayı istiyor, kimi ise öğretmenlik için çabalıyor.
Lise öğrencilerinin ortak amacı, üniversite okuyup iyi bir meslek sahibi olmak. Yoksulluk ve ayrımcılık döngüsünü kırmak isteyen bu gençler için tek çare eğitim:
“Tıp fakültesi bitirmek ve mahallemizde başarılı olan sayılı insanlardan biri olmak istiyorum. Ailemden bana kalacak pek bir şey olmadığı için tek çarem okumak.” - Baran, lise öğrencisi
*“Fakir mahallemizde çoğu kişi okula gitmezken, ben tarih öğretmeni olma hayaliyle eğitimime devam ediyorum. Akademik başarı elde edip, iyi bir meslek sahibi olmak için çabalıyorum.” - Çetin, lise öğrencisi
Üniversitede öğrenim gören Roman gençler ise okullarını tamamlayıp mesleklerinde fark yaratmayı amaçlıyor. Roman genç kadınlar ise gelecek kuşaklara örnek olmak ve kendi topluluklarında var olan döngüyü kırmayı hedefliyor:
*“Başarılı bir yazılımcı olarak büyük projelerde yer almak ve kendi alanımda fark yaratmak istiyorum.” - Hakkı, üniversite öğrencisi
*“Biz Domlarda okuyan kız öğrenci çok azdır. Çoğu, erken yaşta evleniyor. Aramızdan belki birkaç kişi bu döngüyü kırıp, başka bir hayatın mümkün olduğunu gösterebiliyor. Dilerim ben de onlardan biri olabilirim.” - Dicle, üniversite öğrencisi
Roman gençlerin azmi kadar, hedeflerini gerçekleştirmelerinde bu projenin önemi de büyük. Çünkü bu destek, onların eğitim yolculuğunda karşılaştıkları maddi ve manevi engelleri aşmalarına yardımcı oluyor.
Ders kitaplarından ulaşım masraflarına, barınmadan sınav ücretlerine kadar pek çok gider, çoğu aile için ağır bir yük. Bu burs sayesinde gençler, çalışmak zorunda kalmadan eğitimlerine devam edebiliyor.
Lise öğrenimine devam eden bursiyerler, projenin kendileri için yalnızca ekonomik destek değil, aynı zamanda hayallerine giden yolda güçlü bir motivasyon kaynağı olduğunu vurguluyor:
*“Burs, yalnızca maddi destek olmanın ötesinde hayallerimi gerçekleştirmemde önemli bir güç kaynağı oldu. Maddi endişelerden uzaklaşıp hedeflerimde ilerlememi sağlayan motivasyonu verdi.” - Miray, lise öğrencisi
*“Bu burs benim için çok değerli. Ders planımı yaparken ve ihtiyaç duyduğum materyalleri alırken endişe duymadan hareket edebiliyorum.” - Merve, lise öğrencisi
Üniversite öğrencileri ise çoğu zaman ailelerinden uzakta, yabancısı oldukları şehirlerde ekonomik sıkıntılarla mücadele ediyor. Onlar için burs, kimi zaman bir bilgisayar sahibi olabilmek, kimi zaman ailenin yükünü hafifletmek, kimi zaman da uzaklarda bile yalnız olmadığını hissetmek anlamına geliyor:
*“Bu burs sayesinde bilgisayar ve hocalarımın istediği pahalı kitapları alabilmek motivasyonumu yükseltti. Eğer burs olmasaydı, çalışmak zorunda kalır, derslere odaklanamazdım.” - İbrahim, üniversite öğrencisi
*“Bu burs benim için çok önemli. Altı kardeşiz ve babam masraflarımızı karşılayamıyor. Artık yarını düşünmek zorunda değilim, daha rahat uyuyorum.” - Huriye, üniversite öğrencisi
Burs programı aynı zamanda motivasyon, özsaygı ve özgüven gibi alanlarda da gençleri güçlendiriyor. Mentörler, onların duygusal ve sosyal gelişimine katkı sağlıyor; yalnız olmadıklarını hissettiriyor:
*“Mentörlük desteği kendimi değerli hissettirdi; özdeğer bilincime katkı sağladı.” - Rumeysa, üniversite öğrencisi
*“Hayalimi gerçekleştirme yolunda büyük katkısı oldu. Farklı bir ile taşındım, asıl istediğim branş olan öğretmenlik için bana özgüven verdi.” - Emre, üniversite öğrencisi
Roman gençlerin hikâyeleri, sadece bireysel başarı öyküleri değil; toplumsal değişimin güçlü birer parçası. Bu proje sayesinde gençler eğitimlerine devam ediyor ve hedeflerine güvenle ilerliyor.
Sıfır Ayrımcılık Derneği, önümüzdeki öğretim yılında da Roman gençlerin eğitim yolculuklarını desteklemeye devam edecek. Eğer sen de bir Roman genciysen, hayallerine adım atmak ve eğitim yolculuğuna kesintisiz devam edebilmek için burs, mentörlük ve eğitim desteğinden yararlanabilirsin. Güncel duyurular ve başvuru bilgileri için derneğin sosyal medya hesaplarını takip edebilirsin.
(HÇ/EMK)
Kaynakça
Size bugün bir sözden yola çıkarak güzel bir hikâye anlatacak, sonra da meramıma bağlayacağım.
“Alkole Meyyal Bülbül” hikâyesini yazar Salah Birsel, Reşat Ekrem Koçu’nun annesi Zağralı Hacı Fatma Hanım’dan aktarmış:
“Bülbüller içkiye düşkündür.
Bülbül, içkiyi buldu mu bir hayli içer.
Ama bu gerçeği bilginler değil, tarihçi Reşat Ekrem Koçu’nun annesi Zağralı Hacı Fatma Hanım saptamış. Bülbülleri günlerce, Göztepe’deki evinin bahçesinde dürbünüyle gözetlemiş...
Fatma Hanım gözlemlerini şöyle dile getirmiş: ‘Bülbül sabahleyin vişne ağacına gelip konar... Yirmi otuz kadar vişneyi gagasıyla deştikten sonra çekip gider... Akşam yine gelir... Vişnenin gagayla deşilen yerinde biriken meyve suyu mayalanmış, bir likör ya da şarap haline dönüşmüştür.
Kuş, akşamın son saatlerinde bir iki vişneden kendi elcağızıyla hazırlanmış içkinin ilk yudumlarını içince şöyle bir silkinir; birkaç külhani ıslık öttürür. Yırtılmış vişnelerden demlenme beşi, altıyı buldu mu nağmeler uzar. Ortalık iyice karardığı için küçük bülbül göze görünmez ama yırtık vişneler bittikçe sesi ağaçtan döküldükçe dökülür. Artık tan sökünceye kadar gelsin gazeller, şarkılar, feryatlar.
Vişne mevsimi bitince dut mevsimi başlar. Ve... bülbüllerin sesleri de biter. Aslında bülbül, içkisi bittiği için ötmüyordur. Dutu gagalamanın likör vermediğini bilir. ‘Garip bülbül’, mevsim dut mevsimi olduğu için susmuştur. Bu yüzden suskun olanlara ‘Dut yemiş bülbül gibi’ derler.”
Peki, durduk yerde size bu dut yemiş bülbüle dönme hikâyesini niye anlattım? Şu nedenle: toplum olarak susma hâlini yaşıyor olmamızın sizce de bu masalla bir bağlantısı yok mu?
Hadi anladık vişnenin kerametinden, dutun........
© Bianet
