menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hangi ülkeler İstanbul Sözleşmesi'ni imzaladı, hangi ülkeler çekildi?

23 2
02.11.2025

Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi, diğer adıyla “İstanbul Sözleşmesi”, 2011 yılında Avrupa Konseyi’nce imzaya açıldı ve çok sayıda ülke bu sözleşmeyi imzaladı.

Ülkeler böylece, kadına yönelik şiddetle mücadeleye dair önemli bir uluslararası çerçeve oluşturmayı taahhüt etti. Ancak, sözleşmenin her ülkede aynı şekilde kabul edilip yürürlüğe girmesi söz konusu olmadı.

Örneğin, İngiltere İstanbul Sözleşmesi'ni 2012 yılında imzaladı, ancak iç hukukunda gerekli onayı almadığı için sözleşme yürürlüğe girmedi. Birleşik Krallık, sözleşmeyi imzaladığı halde, hala uygulamaya koymadı ve kadına yönelik şiddetle mücadele konusundaki sorumluluklarını yerine getiren başka yasal düzenlemeleri tercih etti.

Almanya ise İstanbul Sözleşmesi'ni 2011 yılında imzaladı ve sözleşmeyi onayladıktan sonra, 2018'de iç hukukunda yürürlüğe soktu. Almanya, bu sözleşmeyi onayladıktan sonra kadın hakları konusunda uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmek için çeşitli adımlar attı.

Aynı şekilde Fransa, sözleşmeyi 2011 yılında imzaladı ve 2014 yılında yürürlüğe soktu. Fransa, İstanbul Sözleşmesi'ni iç hukukunda uygulayan ülkelerden biri olarak kadın haklarını koruma çabalarını sürdürüyor.

İtalya, 2012 yılında İstanbul Sözleşmesi’ni imzalayıp 2013 yılında yürürlüğe koydu ve kadına yönelik şiddetle mücadelede uluslararası standartlara ulaşmayı hedefledi.

İspanya da 2011 yılında imzaladığı sözleşmeyi 2014 yılında iç hukukunda uygulamaya koydu, Avrupa genelinde sözleşmenin uygulanmasını önemli ölçüde destekleyen ülkeler arasında yer aldı. Diğer Avrupa ülkelerinden Norveç, İstanbul Sözleşmesi'ni 2011 yılında imzaladı ve 2017'de yürürlüğe sokarak, kadınların korunmasına yönelik uluslararası yükümlülükleri kabul etti.

Bazı ülkeler ise İstanbul Sözleşmesi'ni imzaladıktan sonra sözleşmeyi iç hukuklarına dahil etmediler. Birleşik Krallık gibi ülkeler bu sözleşmeyi imzalamalarına rağmen, hala onaylamadılar. Ermenistan, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Lihtenştayn, Litvanya, Moldova, Slovakya, Ukrayna ve Birleşik Krallık gibi ülkeler de İstanbul Sözleşmesi’ni imzaladı ancak iç hukuklarında onaylamadıkları için yürürlüğe girmedi.

Bu ülkeler, sözleşmenin uygulanmasını iç hukuk sistemlerinde gerekli düzenlemelerle tamamlamadıkları için kadın hakları konusunda sözleşmeye taraf olsalar da etkili bir koruma sağlanamadı.

Ayrıca, bazı ülkeler sözleşmeye imza attıktan sonra, çeşitli gerekçelerle sözleşmeden çekilmeye karar verdiler.

Türkiye, İstanbul Sözleşmesi'ni ilk imzalayan ve onaylayan ülke olmasına rağmen, 2021 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kararıyla sözleşmeden çekildi. Türkiye'nin bu kararı, özellikle kadın hakları savunucuları ve uluslararası topluluk tarafından büyük bir eleştiriye uğradı. Polonya ise 2020’de sözleşmeden çekilme sürecini başlattı.

Polonya'nın sözleşmeden çekilme kararı, büyük protestolara ve Avrupa Konseyi'nden tepkiye neden oldu. Letonya, 2025’te Avrupa Birliği üyesi bir ülke olarak İstanbul Sözleşmesi'nden çekilen ilk AB ülkesi oldu. Letonya parlamentosu, 30 Ekim 2025'te sözleşmeden çekilme kararını kabul etti. Bu adım, kadın hakları savunucuları ve uluslararası topluluk tarafından eleştirildi.

İstanbul Sözleşmesi, kadınları şiddetten korumayı amaçlayan bir belge olarak kabul edilse de, bazı ülkelerde geleneksel değerler, dini inançlar ve toplumsal yapılar nedeniyle ciddi tartışmalara yol açtı.

Türkiye'deki tartışmalar, özellikle sözleşmenin "aile yapısını bozacağı" ve "eşcinselliği normalleştireceği" yönündeki iddialar üzerinden yoğunlaşmıştır. Benzer şekilde Polonya ve Letonya'da da sözleşmenin "toplumsal değerlerle uyumsuz" olduğu iddia edildi.

Avrupa Konseyi, İstanbul Sözleşmesi'nin kadın-erkek eşitliği sağlamadığını, cinsel kimlik ve yönelimle ilgili herhangi bir norm getirmediğini belirterek, sözleşmenin yalnızca kadına yönelik şiddeti ve aile içi şiddeti önlemeyi amaçladığını vurguluyor. Ancak, Sözleşme’ye karşı olan gruplar, özellikle muhafazakâr çevreler, bunun bir "yabancı ideoloji" olduğunu ve aile yapısını tehdit ettiğini ileri sürüyorlar.

İstanbul Sözleşmesi'nin uygulamada gösterdiği etkiler, kadın hakları açısından büyük bir adım olarak değerlendirilirken, bazı ülkeler özellikle muhafazakar eğilimlerin arttığı ülkelerde eleştirilerin hedefinde oluyor.

Türkiye, Polonya ve Letonya gibi ülkelerin çekilme kararları, kadınların şiddetten korunması için yapılan uluslararası çabaların önünde önemli bir engel oluşturuyor ve kadın hakları savunucuları bu gelişmeleri büyük bir gerileme olarak görüyor.

Ancak, İstanbul Sözleşmesi’nin savunucuları, sözleşmenin kadınları koruma ve şiddeti önleme konusundaki kritik rolüne vurgu yapmaya kararlılıkla devam ediyor.

İstanbul Sözleşmesi'ni imzalayan........

© Bianet