menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bir TikTok videosundan suça: Yeni nesil çeteler gerçeği

10 0
thursday

Gazeteciler Sadık Güleç ve Osman Çaklı, “Yeni Nesil Çeteler” kitabı, çocukların suça nasıl sürüklendiği sorusuna sahici bir yanıt veriyor: “Bu çocukları sadece ‘suçlu’ diye damgalamak kolay; oysa onlar, devletin ve toplumun bıraktığı boşluklarda tutunmaya çalışan gençler.”

Güleç ve Çaklı, “Yeni Nesil Çeteler” kitabı vesilesiyle geçen Perşembe (7 Kasım) Şişli’de Enternasyonal Dayanışma’nın etkinliğinde okurlarla buluştu.

İki gazeteci, İstanbul’un politik ve yoksul mahallelerinde büyüyen yeni tür bir yeraltı örgütlenmesini, bu ağların sosyal medya üzerinden görünürleşmesini ve gençlerin bu yapılara nasıl çekildiğini anlattı.

İlk olarak konuşan Gazeteci Sadık Güleç, politik mahallerin geldiği noktaya dikkat çekti:

“İlk motosikletli eylemler ve küçük mekân kurşunlamaları TikTok’ta görünür olunca dikkatimi çekti. Klasik mafyada eylem üstlenilmez, kapalı devredir. Burada ise çocuklar yaptıklarını göstere göstere paylaşıyor, görünürlüğü adeta amaç hâline getiriyor. Politik mahallelerde –Gülsuyu, Gazi, Okmeydanı gibi– sol söylemleri, marşları, hatta Grup Yorum şarkılarını estetik bir dekor gibi kullanıyorlar.”

Güleç, 2013’ten bugüne uzanan çizgide değişimi şöyle tarif etti:

“Hasan Ferit Gedik cinayetinden Sinan Ateş suikastına gelene kadar her gün bir saldırı haberi gördük. Davalara baktığımızda sanıkların yüzde doksanından fazlası 16–25 yaş. Tetikçiliğe geçiş eşiği çok düşük. Mahallede torbacılıkla başlıyor, sonra mekan kurşunlamaya, ‘bölge hâkimiyeti’ ilanına uzanıyor. Bu, geleneksel mafyadan nitelikçe farklı bir kültür.”

Güleç’e göre altındaki zemin sosyolojik:

“Zorunlu göçün mirası, yoksulluk, parçalanmış aileler ve en önemlisi aidiyet arayışı… ‘Daltonlar, Çirkinler Red Kit’ gibi adlar bir tür taraftarlık kimliği yaratıyor ve bu kimlik çocuklar için güven, güç ve görünürlük vaat ediyor. 2022 sonunda 12–18 yaş arası tutuklu-hükümlü çocuk sayısı iki binli rakamlardaydı, 2025’te beş bini geçti. Bu sadece buzdağının görünen kısmı. Dışarıda kalan, kayıtdışı devinen gençler çok daha fazla.”

Güleç, sosyal medyanın rolünü de dikkat çekti:

“Ellerinde uzun namlularla ara sokaklarda video çekiyor, lüks araç ve motosikletleri vitrinin merkezine koyuyorlar. Çekinceleri yok; yakalanmaktan çok izlenmeyi önemsiyorlar. Bu yüzden de ‘görünür olma’ çabası, dijital bir rekabet yaratıyor ve yeni katılımları tetikliyor.”

Gazeteci Osman Çaklı, bu yapıların özellikle politik mahallelerin “çatlaklarından” sızdığı görüşünde: “Yeni Bosna, Bağcılar gibi yerlerden ziyade Gülsuyu, Gazi, Okmeydanı gibi politik dokusu olan semtlerde bir tür kontra girişim olarak beliriyorlar. İttifakları akışkan; bugün birlikte, yarın karşı karşıya. Barış Boyun örneğinde gördüğümüz gibi üstte bir isim, altta farklı gruplar… Birleşiyor, ayrılıyor, sahayı yeniden paylaşıyorlar.”

Çaklı, gençlerin dijital izlerini gösteren somut örnekler paylaştı: “Serdar Öktem cinayetinde gözaltına alınan çok genç failin ifadesini okuduğumda bütün dünyasını TikTok’ta gördüm. Dinlediği müzikten yürüyüşüne, arkadaş çevresine kadar her şey orada. Bazı videolarda Kürt siyasal literatürüne yakın bir jargon, bazılarında rap ve protest estetik öne çıkıyor. Bu çocuklar internetin içinde doğdu; iletişim teknolojilerini hem teşhir hem istihbarat için kullanıyorlar.”

Çaklı, meselenin sınıfsal boyutuna dikkat çekti:

“Okmeydanı’nda, Esenyurt’ta, tekstil atölyelerinde 12 saat çalışıp asgari ücretin bile altına razı olan gençler var. Evin geçimine katkı zorunluluğu, kestirme para vaadi, mahalledeki ‘başarmış’ örnekler bu çocukları cezbediyor. Aileler çoğu zaman gelire muhtaç; paranın kaynağını bilseler bile susuyorlar. Devletin eğitim ve sosyal politika başlıklarında yarattığı boşluklar da bu zemini genişletiyor.”

Çaklı, sadece cezayı büyüten reflekslere itiraz etti: “‘Yetişkin gibi yargılansınlar’ demek kolay ama çözüm değil. Bu, eğitim, sosyal hizmet, istihdam ve mahalle politikalarıyla birlikte ele alınması gereken bir toplumsal mesele. Şiddet araç olmaktan çıkıp amaçlaşınca, hayatı boyunca şiddetten başka ilişki görmeyen çocuk için tek dil hâline geliyor.”

Güleç, medyanın gecikmiş ilgisini eleştirdi: “Çok sanıklı davalara bile iki muhabir zor gidiyor. Sansasyonel suikastlar konuşuluyor ama ‘bu çocuklar kim, nerede yaşıyor, hangi hikâyeden geliyor’ sorusu ihmal ediliyor. Oysa sahada başka bir şey oluyor ve biz onu kaçırıyoruz.”

Çaklı, çıkış yolunu şöyle özetledi: “Ceza tek başına çözmez. Mahalle temelli gençlik merkezleri, gece aydınlatması gibi basit kentsel önlemler, güvenli ve güvenceli istihdam, dijital kültür okuryazarlığı, sosyal hizmetin gerçekten sahaya inmesi gerekiyor. Devlet, belediye ve sivil toplum birlikte, erken yaşta temas kurmazsa bu ağlar daha da profesyonelleşiyor.”

Güleç son sözünde “yeni nesil çete” tanımının altını yeniden çizdi:

“Burada mesele sadece suç örgütleri değil sosyal medyanın hızlandırdığı, kimlik ve aidiyet vaadiyle büyüyen yeni bir kültür. Görünürlüğü ödül, şiddeti dil yapan bu kültürü anlamadan hiçbir güvenlik önlemi işe yaramaz. Çocuğu suçtan çekmek için önce ona başka bir gelecek göstermek zorundayız.”

Tekin Yayınları, 2025/ Osman Çaklı, Sadık Güleç, 208 Sayfa

(EMK)

Irak’ta salı günü gerçekleştirilen parlamento seçimlerinde oy sayımı sürerken gayriresmi sonuçlar da şekillenmeye başlıyor.

Rudaw ilk sonuçlara göre Bağdat'ta Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani liderliğindeki İmar ve Kalkınma Koalisyonunun, Basra'da vilayetin valisi Esad İdani’nin başını çektiği Tesmim Koalisyonunun önde gittiğini haber verdi.

Fransa Haber Ajansı’na........

© Bianet