İnkârdan, yasal zemine… Eski AİHM yargıcı Türmen: Kürt sorununda ilk kez bu kadar ileri aşamadayız
Barış ve Demokratik Toplum Sürecinde Meclis aşamasına geçildi. Süreç için gözler komisyonun bugün yaptığı ilk toplantısındaydı. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, fiili olarak göreve başlayan komisyonun prensiplerine ilişkin açıklamalarda bulunsa da tüm siyasi partilerin hem fikir olduğu ‘toplumsallaşma’ noktasında belirsizlikler hala giderilmiş değil.
bianet'e Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) yargıcı Rıza Türmen, komisyonun yapısından işleyişine kadar pek çok noktada uyarılarda bulundu. "Demokratik zemin kurulmadan komisyondan demokrasi sonucu da çıkmayacaktır" sürecin toplumsallaşmasının yolunun sivil toplumdan geçtiğini vurguladı.
19 Ekim 2011 günü çalışmalarına başlayan 2 yıl içinde de mutabakat sağlanamadan dağılan Anayasa Uzlaşma Komisyonu deneyimini aktaran Türmen, o dönem yapılan yanlışlara değindi:
“Anayasa Uzlaşma Komisyonu, bu komisyon bakımından önemli bir deneyimdi. Orada bir kere komisyonun oluşumu çok demokratik. O dönem Meclis’te bulunan 4 parti üçer milletvekiliyle temsil edildi. Bu gayet önemliydi. Onun ötesinde Uzlaşma Komisyonu çalışmaya başladığında halktan görüş aldı, aylarca halktan görüş topladı. Ya sivil toplum kuruluşlarını davet edip onlardan görüş aldı ya da her hafta sonu bir bölgede toplantı yapıp halkla buluştu. Bunlar sonucunda büyük bir veri hazinesi oldu elinde. Halkın görüşlerinin yansıtıldığı bir veri hazinesi oldu. Buraya kadar çok iyiydi, yanlışlar bundan sonra başladı. O neydi? Bir kere o veri hazinesini kullanamadı. Komisyon bunu ne yapacağını bilemedi. Ve yine siyasi partilerin görüşlerini ileri sürdüğü bir forma dönüştü. Onunla sınırlı kaldı. O veri hazinesinden kopuk oldu çalışmaları. Bir de bir ilkeler bildirisi lazımdı. Hangi ilkeler üzerinde uzlaşacağız? Hangi temel ilkeler çalışmamıza yön verecek? Bunlar üzerinde yazıma geçmeden önce bir mutabakat sağlamak gerekirdi. Bu yapılmadı.”
Komisyonun daha başından demokratik bir yapıda kurulması gerektiğinin öneminin altını çizen Türmen, “Bir tarafın görüşlerini öbür tarafa empoze etmesini, kendisini dayatmasını önleyen bir komisyon olmamalı. Bu nasıl önlenebilir? Tabii ki komisyonun her partinin eşit sayıda temsilci ile oluşması önemliydi. Bu daha önce benim de üyesi olduğum Anayasa Uzlaşma Komisyonunda böyleydi. Ama bu komisyonda bu yapılmadı, o zaman başka bir yoldan bunu sağlamak lazım. O nedir? Karar alma mekanizmasını buna göre düzenlemek lazım. Nitelikli çoğunlukla karar alınması lazım, galiba kabul edildi. Bu önemli ama bu yetmez. Komisyonun demokratik bir komisyon olabilmesi için, komisyonun demokratik meşruiyet sahip olabilmesi için saydam olarak çalışması, halkın bilgilendirilmesi, halkın bu komisyonun içinde olması ve sivil toplumun katılımının sağlanması bence çok önemli. Bu komisyon Meclis’in duvarları arkasında çalışan, halktan kopuk, sadece siyasi partilerin görüşlerine yer veren bir komisyon olursa; demokratik bir sonuç çıkmayacaktır” ifadelerini kullandı.
Geçmişten ders çıkarılarak yapılması gerekenleri sıralayan Türmen, sivil toplumun dahili noktasında önerilerde bulundu:
Şimdiki komisyonun yetki alanı belli değil, bu aşamada ne ile uğraşacak, ne yapacak belli değil. Bu yetki alanını ve çerçeveyi oluşturacak detaylı bir ilkeler bildirisi yararlı olur diye düşünüyorum. Bizim bu aşamada üzerinde en önemli durduğumuz şey sivil toplumun bu sürece dâhil olması çok önemli. Eğer demokratik bir süreçten bahsedeceksek bunun yöntemleri konuşulmalı. 220 sivil toplum kuruluşunun imzasıyla bir basın açıklaması da yaptık biz. ‘Ne gibi bir mekanizma kurulursa sivil toplum dâhil olabilir?’, bunun görüşülmesi lazım.
Bu sürecin toplumsallaştırılması lazım. Ancak toplum benimserse bu süreç verimli olur ve olumlu sonuçlar doğurur. Toplumsallaşmanın yolu sivil toplumdan geçer. Hem sürece demokratik meşruiyet kazandırmak bakımından önemli hem de sürecin toplumsallaştırılması bakımından önemli. Başka türlü çünkü halk bunu benimsemez, yabancılaşır, halkın dışında böyle bir elitlerin yürüttüğü bir süreç haline gelir. Halktan kopuk bir süreç. Hâlbuki halkın benimsemesi bu süreci canlılık kazandıracaktır. Bu süreci daha ileriye götürecektir.
İsim tartışmasına çok odaklanılsa da komisyonun yetki alanıyla ilgili önemli bir tartışma olduğuna dikkat........
© Bianet
