Barış Anneleri'nin Kürtçe konuşturulmaması: “Komisyon’da 'bilinmeyen dil' ayıbı aşılmalı”
"Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan bir kelime ifade edildi."
Bu ifade, Kürt sorunun demokratik çözümü ve kalıcı barışın sağlanması için kurulan Meclis komisyonunun 5'inci toplantısının tam tutanağında defalarca dipnot olarak yer aldı. Nedeni ise kendi deyimiyle "Kürt bir anneden doğan, Kürtçe ninnilerle büyüyen, Kürtçe acılar çeken, Kürtçe gözyaşları döken" Barış Annesi Nezahat Teke'nin konuşmasını kendi anadilinde yapmak istemesiydi.
DEM Parti Milletvekili Meral Danış Beştaş ve CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun defalarca "biz çeviririz" önerisine rağmen annelerin Kürtçe konuşmasına izin verilmedi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Meclis kurallını hatırlattı ve talebi reddetti.
Bunun üzerine Nezahat Teke, "Kürtçe konuşsaydım kendimi daha güzel ifade edebilirdim ama o imkân bana verilmediği için Türkçemin yettiği kadarıyla konuşmaya çalışacağım. Belki tüm kelimelerim anlaşılmayabilir çünkü benim ne okumam var ne yazmam var" diyerek sözlerine Türkçe devam etti. Konuşmasının sonunda en büyük haksızlığın kendisine yapıldığını ifade etti.
Numan Kurtulmuş Teke'ye hitaben, "Vallahi Nezahat Hanım, kendinize hiç haksızlık etmeyin, bakın burada 51 siyasetçi var, hepsinin en büyük vazifesi çoğu zaman konuşmaktır; vallahi herkesten iyi konuşuyorsunuz, mükemmel bir Türkçeniz var" diyerek kendisine teşekkür etti.
Kürt dilinin gelişimi önündeki engellerin kaldırıması beklentisi komisyona iletilen öncelikli talepler arasındayken yaşanan bu diyalog oldukça tepki çekti. Hak örgütleri, annelerin anadilinde kendilerini ifade edemeyişine komisyonun sonraki oturumlarında da tepki gösterildi. Kürt sorunun çözümü noktasında anadili ile ilgili sorunların çözümünün yine bu komisyonun görevi olduğu hatırlatıldı.
Hatta bu amaçla komisyon ilerleyen günlerde Kürt dilinin gelişimi için kurulmuş dil derneklerini ve dilbilimcileri de dinleyecek. Bu derneklerden Kürt Araştırmaları Derneği'nin Eş Başkanı Remziye Alparslan ve Kürt dilbilimci Zana Farqînî, komisyonda Barış Annesi Nezahat Teke’nin Kürtçe konuşmasının engellenmesini bianet'e değerlendirdi.
Kürt dilbilimci Zana Farqînî de komisyonda annelerin Kürtçe konuşamamasını eleştirdi, "Kürt sorunun özü bu" dedi. Kürt sorununa çözüm bulmak amacıyla kurulmuş bir komisyonda bu sorunun yaşanmasının sürecin samimiyetine zarar verdiğini belirtti.
Farqînî, Barış Anneleri'nin buraya kendi talepleriyle değil davet üzerine oraya gittiklerini hatırlatarak, şu uyarıları yaptı:
"Meclis halk iradesinin tecelli ettiği yer, siyasi sorunlara çözümün bulunduğu yer, böyle ulvi bir görev atfedilmiş. O zaman Meclis'in her şeyden önce bir zihniyet değişimine gitmesi gerekiyor. Hala o eski kalplaşmış ön yargılarla hareket ederek çözüme nasıl bir katkı sunulabilir ki? Bunlar devam ettikçe alınan kararlar demokratikleşme sürecine nasıl katkı sağlar? Bir iç barıştan, kardeşlikten, demokratikleşten bahsediliyorsa önce buradan başlanmalı. Samimiyet göstergesi olarak bu komisyonda böyle bir esneklik tanınabilirdi. O zaman gerçekliğine inancımız artardı. Toplumun sürece inanması güvenmesi önemli."
Kürt Araştırmaları Derneği Eş Başkanı Remziye Alparslan, anadilinde konuşamama sorunun Türkiye'nin başlıca sorunlarından olduğunu ve bunun doğrudan komisyona yansıdığını söyledi. Alparslan, komisyonun başarıya ulaşması için "dar çerçeve"den çıkarılıp Kürtleri özne olarak dinlemesi gerektiğinin altını çizdi ve şöyle devam etti:
"Bu sorun “Terörsüz Türkiye” sorunu değil, mesele oldu bittiye getirilmemeli, getirilemez de. Mesele Türkiye’nin demokratikleşmesi, Kürtlerin ve inkarına resmen son verilmesi ve Kürtlerin taleplerinin dinlenmesidir. Yoksa bu mesele şunu da dinleyelim buna da kulak verelim değil, meselenin kök........© Bianet
