menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Antimadde: Evrenin gizemli ters yüzü

31 1
08.07.2025

Antimadde kulağa bilimkurgu filmlerinden fırlamış bir hayal gibi gelse bile, esasında doğanın en gerçek, en net şekilde gözlenmiş ve deneylerle üretilmiş olgularından biridir. En basit haliyle, antimadde maddenin ters ikizidir: elektronun antimadde karşılığı pozitron, negatif yük yerine pozitif yüke sahiptir; protonun antimadde karşılığı antiproton negatif yüklüdür; nötronunki antinötrondur. İlk olarak teorik olarak Paul Dirac tarafından öngörülen antimadde, 1932’de Carl Anderson’ın kozmik ışınlarda pozitronu keşfetmesiyle deneysel gerçekliğe kavuşmuştur. Bugün parçacık hızlandırıcılarında rutin olarak antimadde parçacıkları üretiyoruz, pozitronlar PET tarayıcılarında tıbbi görüntüleme için kullanılıyor. Kısacası antimadde kurgu değil ve günümüzde bile uygulaması olan bir doğa gerçeği.

Peki “Antimaddeden yapılmış yıldızlar, galaksiler var mı?” sorusu en az antimaddenin kendisi kadar merak uyandırıcı bir soru. ‘Büyük Patlama’ teorisine göre evren başlangıçta müthiş bir sıcaklık ve yoğunluk içindeydi ve madde ile antimadde neredeyse eşit miktarda üretilmeliydi. Fakat gözlemlerimiz tüm evrenin büyük oranda maddeden oluştuğunu gösteriyor. Antimadde galaksileri, yıldızları ya da antimadde bulutlarını bulsaydık, bunlar madde ile temas ettiğinde yüksek enerjili gama ışını patlamaları yaratırdı. Bugüne dek uzayda böyle işaretlere rastlamadık. Dolayısıyla evrenin büyük ölçekli yapısının antimadde bakımından simetrik olmadığını söyleyebiliriz. Bu “asimetrinin” sebebi, yani niçin antimadde erken evrende yok olmuşken maddenin kalabildiği, fizikçilerin hala çözmeye çalıştığı en büyük kozmolojik gizemlerden biri. Eğer bu sır perdesini aralayabilirsek hem ‘Büyük Patlama’yı hem de evrenin evrimini çok daha derin kavrayabiliriz. Bununla birlikte antimadde tamamen kayıp değil. Evrenin bazı köşelerinde antimadde parçacıkları oluşabiliyor. Örneğin kara deliklerin yakınlarında, nötron yıldızlarının manyetik kutuplarında ya da kozmik ışınların çarpışmaları sırasında pozitronlar ve antiprotonlar üretiliyor. Dünya’ya ulaşan kozmik ışınlarda antimadde parçacıkları ölçebiliyoruz. Ancak bunlar geçici ve seyrek süreçler. Antimadde yıldızları veya galaksileri gibi dev yapılar için gereken antimadde miktarının varlığına dair bir kanıtımız yok.

Antimaddenin evrendeki önemi sadece bu eksikliği anlamakla sınırlı değil.........

© Aydınlık