Kim korkar Dalloway’den?
Dört yıl önce, 31 Aralık 2021’de bu köşede yayımlanan “Hollywood yapay zekâdan neden korkuyor?” başlıklı yazımda, Ünsal Oskay’ın “Çağdaş Fantazya” kitabından bir alıntı yapmıştım. Oskay, 40 yıl önce kaleme aldığı kitabında şöyle diyordu:
“Yeni olanın karşısında duyulan ürküntü, endişe ve merak, yaşadığımız dönemde, eski günlerdeki gibi masal ya da öykü anlatıcılarının anlattıkları masallar ve öykülerle değil, Bilinç Endüstrisi’nin ‘ürettiği’ endüstriyel birer ‘mamül’ olan fantazyalarla karşılanmaktadır.”
Yazımın sonunda şu notu düşmüştüm:
“İnsanlığın çıkış yolu elbette ki yapay zekâ değil ama yapay zekânın insanlığın geleceğinde çok olumlu roller üstleneceği çok açık. Anlayacağınız, Hollywood’un Bilinç Endüstrisi’nin yapay zekâyı endişe edilecek, ürkülecek, korkulacak bir şey gibi göstereceği daha çok film seyredeceğiz demektir.”
Ve seyretmeyi sürdürüyoruz… Hollywood’dan sonra Fransız sineması da yapay zekâ korkusuna teslim olmuş durumda üstelik.
1977 doğumlu Fransız yönetmen Yann Gozlan’ın sinemalarımızda bu hafta gösterime giren filmi “Dalloway”, beyazperdede kontrolden çıkan yapay zekâ endişesini yansıtan son örneklerden........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein