İran’da dikenli gül bahçesi
Geçen ay uluslararası kitap fuarı dolayısıyla 10 gün geçirdiğim Tahran’da, sinema eğitimi de almış, gayet akıcı Türkçe konuşan bir İranlı aydınla tanışma fırsatı buldum. Sohbet ederken, laf döndü dolaştı İran sinemasına geldi. Arkadaşım, beğendiğim, filmlerini severek izlediğim İranlı yönetmenleri sordu. Hemen aklıma gelen, dünyaca tanınmış, bol ödüllü beş-altı ismi sıraladım. Hafifçe gülümseyerek, “Tunca Bey, bu yönetmenlerin hepsi iyi sinemacıdır ama hepsi İslam inkilâbı karşıtıdır, bizim çok daha zengin bir sinemamız var ama Batı’da hep bu isimler tanınıyor” dedi.
Ne olursa olsun, Abbas Kiyarüstemi, Muhsin Makhalbaf, Asgar Ferhadi, Cafer Penahi gibi yönetmenlerin bugün dünya çapında bir İran sineması oluşturulmasında büyük payları var ve öte yandan İran sinemasının çok daha derinlere indiği, Batı’da yeterince tanınmamış pek çok ismi bünyesinde barındırdığı da bir gerçek. Örneğin Said Rustayi, inkilap karşıtı mıdır değil midir bilmiyorum, merak da etmiyorum ama “Leyla’nın Kardeşleri”ne (Baradaran e Leila) imza atan bir yönetmen olarak 2022’de itibaren uluslararası çapta çok daha tanınır bir hale geldiğini, İran sinemasını biraz daha zenginleştirdiğini........
© Aydınlık
