Almanya’nın Oscar adayı İran filmi
Michael Önder 2017’de çektiği, adını bir poker oyunu olan “Texas Hold’em”den alan “Taksim Hold’em” filminde Gezi olaylarına el atmış, kamerasını Cihangir’deki bir apartman dairesinden neredeyse hiç çıkarmadan bu büyük halk hareketini öykülemişti. Tıpkı Başar Sabuncu imzalı “Zengin Mutfağı”nın 1970’teki 15-16 Haziran işçi eylemini sadece bir evin mutfağından duyulan seslerle anlatması gibi Önder de sinemamızda tek örnek olan filminde Gezi’yi cumartesi akşamı poker oynamak için toplanan bir grup arkadaş üzerinden incelikli ve zeki biçimde özetlemişti.
İranlı yönetmen Muhammed Resulof ise “Kutsal İncirin Tohumu” (Dâne-ye anjir e ma’âbed) filminde muhalif İran yapımlarından alışık olduğumuz şiirsellik, incelik ve zekâya başvurmadan, 2022’de ülkesini sarsan Mahsa Amini olaylarını bol bol dokümanter görüntü de kullanarak elinden gelen her yöntemle perdeye yansıtıyor, ülke rejimini olabilecek en kaba biçimde teşhir faaliyetine girişiyor. Bu yılın Oscar ödüllerinde en iyi uluslararası film kategorisinde Almanya’nın adayı olmak gibi ilginç bir özelliği bulunan “Kutsal İncirin Tohumu”, sözde demokrasi getirmek için bugünlerde İran’a saldırı bahaneleri arayan ABD ve İsrail’e de doğrusu gayet iyi malzeme veriyor. Resulof’un İran karşıtı........
© Aydınlık
