menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

O kürsü ‘devletle ve milletle bütünleşme’ kürsüsü olmalıdır

18 5
29.06.2025

TBMM Genel Kurulu'nda İklim Kanunu Teklifi görüşmeleri sırasında DEM Parti İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk, konuşmasının sonunda Kürtçe “Xwedê bela bide we” (Allah belanızı versin) dedi ve kürsüden indi.

TBMM Başkanvekili Pervin Buldan, milletvekili yerine giderken en son ne dediğini sordu ve Türkçeye çevirdi.

AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, “Temiz dille, kimseye hakaret etmeden konuşmak için gayret ve çaba göstereceğiz dedik ama kabul edilebilecek bir şey değil. Milletin kürsüsünden millete bela okumak kadar yanlış bir şey olamaz. Sayın vekil özür dilesin ve lütfen buna müsaade edilmesin.” dedi.

İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez de “anlamadığımız bir dille bu ifadelerin kullanılmasına” itiraz etti ve Buldan’ın tercüme etmesine tepki gösterdi; “Siz çevirmen değilsiniz.” dedi. Çömez, “Elbette meramımızı sert cümlelerle ifade edebiliriz ancak bu çatı altında bela okuyarak meram ifade edilmez. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Kaldı ki ne tür bir bela okunduğunu sizin tercümanlığınızla öğrenmiş olduk Sayın Başkan. Lütfen bunlara müsaade etmeyin. Hele hele bizim anlamadığımız bir dille bu ifadelerin kullanılması kabul edilemez.” diye konuştu.

Millet Meclisi!

Hem de Büyük Millet Meclisi

Daha sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi.

Rastgele sözcükler değildir.

Her ek sözcük savaş alanlarında ve büyük bedeller ödenerek tarihin belli bir aşamasında eklenmiştir.

Her sözcük anlamı açısından özenle seçilmiştir.

Milletvekilliği de öyle.

Adları konulurken “vekil” olduklarını unutmamaları özel olarak vurgulanır.

Onlar bir görevlidir.

Geçici olarak oradadırlar, vekaleten görevlidirler.

Milletin arzusunu yerine getirmek için seçilmişlerdir.

O kürsü milletin saygınlığını temsil eder.

Saygılı olmak........

© Aydınlık