Sayın Bahçeli’nin “iki Cumhurbaşkanı yardımcısından birinin Alevi birinin Kürt olması” sözleri bir tartışmaya neden oldu.

Deniyor ki, “Bahçeli bunu bir varsayımla söyledi. Önümüzdeki seçimde Cumhurbaşkanı Erdoğan yeniden aday olur ve seçilirse, iki yardımcı atasa biri Kürt biri de Alevi olsa çok önemli bir yaklaşım olur, kapsayıcılık için güçlü bir sembol olur…”

Yoksa genel bir ilkeden ya da yasal gereklilikten söz etmedi…

Sorun zaten bu fikirde.

Karşı çıkılan ve eleştirilen bu fikir.

Bu fikrin genel bir ilke ya da yasal bir hüküm haline gelmesinin engellenmesinin ötesinde, bu fikrin dile getirilmesi bile tehlikeli…

Çünkü bu bir ayrımcılık.

Bir tohum!

Yani Türkiye’yi yönetecek bir Cumhurbaşkanı, yardımcısını seçerken Alevi mi, Sünni mi diye bakacak…

Kürt mü Türk mü diye bakarak tartacak…

Ayrıca yanlış yere dükkân açarsınız.

Türkiye’de dünyanın en zor işi.

Yüzde yüzünü bulmak…

Yüzde yüz ayar ancak Türk vatandaşlığında.

Geçenlerde bir dostumuz diyordu ki… Ben yüzde 25 Kürt’üm.

Anneannesi Kürt’müş…

Ne olacak şimdi…

Kürt’ün sorunundan Kürt mü anlar ki…

Kürt’ün sorunu nedir?

Hangi Kürt’ün… hangi derdi…

Ekonomidir… eğitimdir… sanattır… terördür… fırsat eşitliğidir… planlamadır… ne bileyim…

Zorun da zoru bir iş… Kürt’ün işçisi var, acımasız patronu var…topraksız köylüsü var, dönüm dönüm........

© Aydınlık