menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Depremin ikinci yılında bunları konuşmalıyız

22 1
09.02.2025

Büyük depremden bu yana iki yıl geçmiş.

Yine herkes konuşuyor.

Yine haberler yapılıyor.

Nasıl acı yaşadık… nasıl ağladık… nasıl ağlattık…

İkinci yılında hâlâ bunu mu konuşmalıyız.

O acıları ve zorlukları en derinden yaşayan insanlarımızın ihtiyacı bu mudur?

Zorluklarda yalnız zorlukları görmek, dizlerini dövmek ve anmak mı…

Milletimin o büyük dayanma gücü, kahramanlığı bütün Türkiye’ye tekrar tekrar örnek olmalı.

Bir de tartışılanlara bakıyorsunuz yarış var. Biri diyor ki iki yılda şu kadar ev yaptım. Öteki diyor ki neden bir yılda yapmadın…

Oysa Vatan Partisi ve USMER hemen oturdu, farklı uzmanlık alanlarından Türkiye’nin en yetkin bilim insanlarını, jeologtan jeofizikçiye; inşaat mühendisinden şehir plancısına, endüstri mühendisine, lojistikçiye, sosyoloğa, ekonomiste, sigortacıya, emlakçıya, meslek odalarına kadar bir dizi bilim insanını kısa sürede seferber etti, bir çözüm önerisi planı sundu…

Sorun kaç ayda kaç konut yapılması değil. Deprem bölgesiyiz. Her on yılda bir yeniden yıkımın, can kaybının ve bina yapılmasının önüne geçmek, kaynaklarımızı doğru ve bilimsel kıstaslarla kullanmak elimizde.

- Kentleri en doğru zamanda, en doğru yere, en uygun şekilde kurmak gerekir.

- Kentlerin yeniden planlanmasına ve inşasına ilişkin kararları şekillendirecek bilimsel ölçümlerin tamamlanması için belirli bir süre zorunludur.

- Yeni kent merkezlerinin nerelere ve hangi ölçütlerle inşa edileceğine ilişkin kararların disiplinler arası bütün veriler değerlendirilerek alınması gerekmektedir.

- İnşa edeceğimiz kentler uyumlu, sürdürülebilir ve dirençli olmalıdır. Oy ve rant için acele yap-boz yapılmasına asla izin vermemelidir.

- Yapılar ışığa ve ısıya duyarlı, zararlı radyasyondan koruyan, büyük şiddette depreme dayanıklı, nanoteknoloji destekli beton ve kompozitlerden oluşmalıdır.

- Vatandaşımızın güvenliği, sağlığı ve uygun yaşam koşullarının sağlanması birinci sırada önemlidir. Aynı şekilde milletimizin adına kullandığımız alın terimizin değerini en iyi bilmek gerekir. Ülkemizin kaynaklarını boşa harcamamak ve en verimli ve tasarruflu biçimde değerlendirmek bu ülkeyi yönetenlerin görevidir. Bu kaynaklar onlara emanet edilmiştir.

- Kaynağımız vardır. Bu milletin alın teriyle kazanılıp, yabancı ülkelerin bankalarına kaçırılan 500 Milyar Dolar Türkiye’ye getirilir ve öncelikli bölgelerden başlayarak........

© Aydınlık