menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

ABD’de bıçak giderek daha derin kesikler atıyor

28 17
12.06.2025

Bugün çok kutuplu bir dünya gerçeği, ABD’nin siyasi ve ekonomik üstünlüğünün inişte olduğu, buna karşılık Asya’nın yükseldiği, artık Atlantik ülkeleri tarafından da kabul ediliyor.

Yeni bir dünya düzeninin kurulduğu hemen her uluslararası toplantıda tartışılıyor. Taşlar yerinden oynadı. Yeniden yerleşiyor.

ABD’de yaşanan son olaylar da bu gerçeğin ABD içindeki dengelere yansımasıdır.

Hem uluslararası hem de ulusların içinde bu yeni düzenin kurulması konusunda esas olarak iki ana tasarım tartışması var.

Yükselen Asya’nın çözümü içeride millî, korumacı ve demokratik olmak, uluslararası alanda da kazan-kazan ilişkisini kurmak.

Kuşkusuz emperyalist ülkeler bu yeni dünya düzeni gerçeğini bizim gibi ülkelerden farklı yaşayacaklardır. Ekonomilerinin ve siyasetlerinin beslendikleri damarlarda tıkanıklıklar yaşanıyor. Üreten ülkelerin alınterlerini eskisi gibi alıp iç ekonomilerine sus payı olarak bile aktaramıyorlar. Üretim ve tüketim kurulumları yapısal değişiklik geçirme sancıları çekiyor.

Bölüşüm ilişkileri giderek her kriz döneminin klasik kuralına uygun olarak çalışan kesimin üzerine ağırlaşarak çöküyor. En altta kalan en yoksullar, ülkesine göre göçmenler, en korumasızlar oluyor. Gelecek umutları tükenen gençlerin çıkış yolu bizim gibi ülkelerdeki gibi hiç değil elbette. Tıkanan zaten kendine bile yetmeyen nefesi tükenen sistemin onlara sunduğu tahmin edilebileceği gibi değiştiricilik, yaratıcılık, özgüven, yani üzerine gelenin “başlarına çuval geçirebilme” gücü ve kararlığı değil; karamsarlık, hiçlik, değersizlik, uyuşturucu, LGBT, her türlü bağımlılık ve en kötüsü her türlü dış oyuncuya alet olabilme zaafı…

Üretici güçleri çok tahrip oldu.

Ama yeniden güçlenmek istiyorlar.

ABD düzleminde bakarsak bu çelişkiyi en şiddetli yaşayan, kayıpları en büyük ülke. Ama koşullara teslim olması zaten düşünülemez. Ayrıca devrim kazanımları belleği de taze. Kurulurken yaşadıkları doğayla, İngiliz sömürgeciliğiyle, vahşi kapitalizmle mücadelelerinin ve çektikleri acıların deneyimleri ve izleri yeni sarsıntılarla yeniden bilinçleri uyarabilir. Filistin’e destek gösterilerindeki o gözü kara ve büyük ölçekli katılımlar bile bir işarettir.

Los Angeles’teki olaylar sırasında tutuklanıp serbest bırakılan ülkenin en büyük hizmet sektörü sendikası SEIU Kaliforniya (Service Employees International Union) ve SEIU-USWW başkanı David Huerta, olayları “Başıma gelenler benimle ilgili değil; bu çok daha büyük bir şeyle ilgili. Bu, bir toplum olarak nasıl bir araya gelip yaşanan adaletsizliğe nasıl direneceğimizle ilgili” şeklinde yorumluyor.

Huerta, hastaneden çıktıktan sonra yaptığı açıklamada şöyle diyor:

“Çalışkan insanlar, ailemizin ve toplumumuzun üyeleri suçlular gibi muamele görüyor. Hepimiz bu çılgınlığa topluca itiraz etmeliyiz çünkü bu adalet değil. Bu adaletsizlik. Ve hepimiz adaletin doğru tarafında durmalıyız."

Özellikle salgın döneminde çok bunaldılar. İşsizlik bir yana aç ve susuz kaldılar. Başta siyahlara karşı her zaman zaten yapılan olağan haksızlıklara karşı patlamalar oldu. Sonra sağlık........

© Aydınlık