menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Keşmir’in Türkiye’ye etkileri

15 9
12.05.2025

Keşmir, 1947'den bu yana Hindistan ve Pakistan arasında devam eden bir anlaşmazlık bölgesidir. Nükleer güce sahip bu iki ülke arasındaki gerilim, bölgesel ve küresel istikrarı tehdit etmekte, hatta Üçüncü Dünya Savaşı riskini barındırmaktadır. Bu durum, Türkiye'yi de doğrudan ve dolaylı olarak etkileyecek sonuçlar doğurabilir.

İngiliz sömürgesinden çıkış sürecinde, din temelli bölünme yaşayan Hindistan ve Pakistan, Keşmir'in statüsü konusunda anlaşmazlığa düştü. Keşmir halkının çoğunluğu Müslüman olmasına rağmen, dönemin prensi Maharaja Hari Singh'in Hindistan'a katılma kararı almasıyla bölge 1947'de Hindistan'a bağlandı. Bu süreçte yaşanan çatışmalarda 300 binden fazla Müslüman hayatını kaybetti. BM arabuluculuğuyla 1949'da ateşkes sağlansa da Hindistan, askerlerini çekmeyerek Cammu Keşmir'i kontrol altına aldı. Pakistan ise kendi kontrolündeki bölgeye “Azad Keşmir” ve “Gilgit Baltistan” özerk statüsü verdi. 1965 ve 1999'daki savaşlar sonucunda bölge üçe bölündü ve bölgenin yüzde 45'i Hindistan'ın, yüzde 35'i Pakistan'ın, yüzde 20'si Çin'in kontrolüne geçti.

1998'den bu yana hem Pakistan hem de Hindistan'ın nükleer güce sahip olması, tarihsel olarak yaşanan gerginlikleri küresel düzeye taşımasına ve hatta Üçüncü Dünya Savaşı'nın çıkmasına neden olabilir. Bölgede yaşanabilecek bir nükleer çatışma, dünya çapında iklim krizine ve insani krize yol açabilir. Nükleer savaş ihtimali, ABD, Çin ve Rusya gibi ülkelerin doğrudan, Türkiye'nin ise dolaylı müdahalelerini doğurabilir. Çin ve Pakistan'ın stratejik müttefikliği, bu çatışma durumunda kutuplaşmanın hangi yönde oluşacağını ve Çin'in hangi ülke yanında yer alacağını göstermektedir. Bununla birlikte, son zamanlarda ABD ve Hindistan arasındaki yakınlaşma, “Hint-Pasifik stratejisi” kapsamında Çin'e karşı bir denge unsuru olarak gözden kaçmamaktadır. Rusya ise hem........

© Aydınlık