Bugün PKK Süleymaniye’de silah bıraktı.

Türk basınının gündemi buydu.

Çoğu gazeteci gitti ve yerinde izledi. Aydınlık ve Ulusal Kanal’da oradaydı.

Vatan Partisi’nin temsilci göndermesi, en çok konuşulan konulardan biri oldu.

AK Parti, MHP ve CHP temsilci göndermedi.

CHP gitmeyince Türkiye Barolar Birliği, Sözcü, Cumhuriyet ve Nefes gazeteleri de gitmedi.

Elbette izleyip izlememek kendi tercihleri. Ama dikkat çeken şu oldu. Bu gazetelerin hiçbiri neredeyse haberini bile vermedi. Bir tek Cumhuriyet, küçük bir başlıkla geçiştirdi.

Bu şu açıdan önemli.

Türkiye’de her seferinde sahte bir basın özgürlüğü havası esiyor. Basın özgürlüğünün olmadığını iddia edenlerin çizgisi bu: CHP yoksa onlar da yok. Basın özgürlüğü CHP’nin çizgisi kadar.

Hatta bu durum şuna yok açıyor arada kıvranan bir yayın çizgisi izliyorlar.

Sürece destek vermiyorlar. Ara ara sürece karşı çıkan haberler yapıyorlar. Ama CHP “Biz içinde yokuz ama karşı da çıkmıyoruz” çizgisini izledikleri için, bu karşı çıkışları da büyütemiyorlar.

CHP kıvrandıkça, onlar da kıvranıyor.

Anlaşılması için açalım. Eleştirdiğimiz, niye bunu yazmıyorsunuz değil.

Holding basını da olsa, kendine Atatürkçü-demokrat-solcu da dese, hükûmete yakın veya muhafazakâr da olsa her yayın organının bir çizgisi var. Ve bunu yakın olduğu kuvvet belirliyor.

Örneğin NATO konusu olunca NATO’cu partilerin yayın organlarında hiçbir şey göremiyoruz.

Kürecik ve İncirlik konusu bunların gündeminde yok.

Kamu işçisi hükûmet basının gündeminde yok.

Örnekleri de çoğaltabiliriz…

Bazen Aydınlık’a da eleştiriler geliyor. Ama farkımız şu.

Biz hiçbir zaman tarafsızlık ve basın özgürlüğü nidaları atmıyoruz.

Çünkü biz tarafız. Sloganlarımız belli: Emek, vatan, namus.

Biz dünyaya üreticinin tarlasından, işçinin çekicinden, madencinin........

© Aydınlık