Eski anayurttan kalan eski bir ana!
İki gün önce, sevgili annem 93 yaşında vefat etti ve bu fani alemi terk etti. Bizleri de bu hengamenin içinde bırakıp giderek. Onun nesli, benim için o her zaman özlemini çektiğimiz “eski memleket, eski Türkiye”yi temsil ettiği için, bu kayboluş, hem 70 yıllık annemin hem de 70 yıllık “memleketimin” aynı zamanda ölümü gibi geldi. O günden beri, ikiye katlanmış şekildeki bir yas içinde, onlarsız bir gelecek kurmanın ve yola kazasız belasız devam etmenin planlarını yapmaktayız. Kendimizi attığımız, Akdeniz kıyısında sabahın köründeki yürüyüşlerimizde, kendimize “her şeyin iyi olacağını” belirtip ikna etmek ile meşgulüz.
Kırk senedir tasavvufun her türlü kültürü ile zaman geçirip bilgilenmemize rağmen, iş başa düşünce, Gılgamesh’in bile başa çıkamadığı “ölüm” konusunda, rahat bir nefes alacağımız günleri saymaktayız şimdilerde.
Elbette herkesin annesi var ve herkesin anayurdu var onunla beraber. Ama ateş düştüğü yeri yakar misali, hepimiz kendi gerçeklerimiz içinde yaşama devam etmek zorundayız ve üzerimize düşen ateşi yavaşça söndürmekle de görevliyiz.
Toros köylerinden olan annemizin vefatı, 70 senelik hayatımız boyunca neden şehirlerden hiç hoşlanmadığımızı ve ziyaret etme fırsatı bulduğumuz, dünyanın her tarafındaki köylerde neden evde hissettiğimizi de kesin bir şekilde hatırlatmış oldu.
Köyümüzün mezarlığındaki defin törenimizde, köyün camisinden okunan sala ve vefat ilanı ile, kadınlı-erkekli tüm köy halkı safa girip annemize saygılarını belirtmiş oldular. Hepsi ile de tek tek helalleşmiş olduk.
Sadece 30 dakika uzakta olan Mersin şehrimizdeki apartman dairemizin olduğu sitede ise, olağanüstü bir tezat olacaktı........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein