80 yıllık maç: Kanarya Sevenler Derneği=10, BM=0
Bu yazının daha başındayken, memleketimizin hemen her şehrinde birer adet varlığı bulunan Kanarya Sevenler Derneklerinden özür dileyelim. Onlar kanarya sevmenin ötesindeki kahvehane işlerini görüyor olsalar bile, en azından bazılarında birkaç kanarya, kafeslerinde asılı durur.
Başlıktaki 10-0 galibiyetin mağlup, yani yenilen tarafındaki BM ise, Balıkçılık Müdavimleri derneği değil, Birleşmiş Milletler’dir! Evet, adını hemen her gün gazetelerimizde, televizyonlarımızda sürekli duymaktan artık gına geldiğimiz, ama hala gerçekte ne iş yaptığını veya yapabildiğini bir türlü anlayamadığımız o “ülkeler üstü ama her şeyin altı”, işe yaramaz, koftiden bir dünya örgütü. Birleşmiş Milletler ama, ne için ve hangi amaçla birleştiklerini bir türlü çözemediğimiz, kendine bile hayrı olamayan bir müflis, yani iflas etmiş kurum.
Yaklaşık 20 sene önce New York City’deki, o hepimizin artık ezbere tanıyabileceği, dünyanın en büyük “kibrit kutusu” şeklindeki BM genel merkezi binasında konser vermiştik ve bayağı da gururlanmıştık. Nerden bilecektik, bu kibrit kutusunun sadece içi boş bir teneke kutu olduğunu. Hani derler ya güzelim Türkçemizde: “Boş teneke çok tıngırdar!” Aynen öyleymiş de, bizim bunu bilmemiz için senelerin geçmesi gerekecekmiş. Şimdi o seneleri çoktan geçirdik galiba ki, BM’nin halleri konusunda bu kadar hiciv dolu bir yazı kaleme alabilmekteyiz.
BM denilen devasa kibrit kutusuna karşı neden mi bu kadar alerji içindeyiz? Birkaç maddede, başınızı ağrıtmadan anlatalım:
Birinci sebebimiz, elbette bu kutunun yapılış yani kuruluş şekline ve amacına. Bunu bilmezsek, bu boş tenekenin neden bu kadar çok tangırdadığını, yani gürültü çıkardığını anlamamız zor olacaktır. O zaman, gelin hep birlikte bize Sevr anlaşmasının zorla kabul ettirildiği günlerin hemen ertesine gidelim ve BM tenekesinin doğum odasına bir göz atalım.
Birinci Dünya Savaşı’nın galipleri, elde ettikleri tarihi fırsatı sürekli bir hale getirebilme çabalarının sonucu olarak, 28 Haziran 1919 günü Milletler Cemiyeti adı altında bir kurum oluşturmuşlardı. Bu aslında, aynı zamanda yeni bir dünya savaşı ve 26 problemli sene sonrasında, 1945’te kurulan Birleşmiş Milletler’in de doğumu sayılabilirdi. Birinci Dünya Savaşı Milletler Cemiyeti’nin, İkinci Dünya Savaşı ise Birleşmiş Milletler’in ana rahminden çıkışının doğum sancısı olmuştu.
Birincisi, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra “barışı ve mevcut durumu korumak için” kurulduğu gibi, ikincisi de İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki “barışı ve mevcut durumu........
© Aydınlık
visit website