I.

Günleri ayları geri almıyor, yüzyıl ileri atılıyoruz,

Yanımıza alarak utanç dolu ihanet derslerini…

Asırlık şeytan yanılgısını, düşman tuzağını bozarak,

Yeniden yazarak devrimin bozlak türküsünü,

Kuruyoruz milli devlet saatini elbirliğiyle, yeniden.

Kollarımızı kucağımızı, sonuna dek açıyoruz:

Sonsuza dek ısınalım diye kardeşlik güneşiyle.

II.

Bağımsızlığın kutuplarını turlayıp şahlanacağız,

Hayat enerjimizi destanlardan, atalardan alıyoruz.

Asya atı yerçekiminden kurtulup göğe kanat açacaksa,

Öne fırlamak için, başa dönmüyor, arşa çıkıyoruz.

Örüyoruz geleceği, Şırnak çeliğiyle Bursa ipeğinden:

Bozkırları halı dokuyoruz emeğin özgürlüğüyle.

III.

Büyük millet eritir bin rengi birbirinin içinde,

Albayrak alkanımızla uzaya yerleşir, elbirliğiyle,

Gökkuşağı kalpten bütünleştirir hilal ile yıldızı.

Can vererek kazandığımız yere yükseliyoruz yine,

Gidiyoruz Antep kahramanı Şahinbey’in peşinden:

Birlikte geçelim diye devrimin yedi ateşinden.

IV.

Açılan yaralara gözyaşlarımızı merhem çaldık,

Karanlık kuyulara bir daha düşmeyelim diye.

Hesaba katarak utancı, aşağılanmayı, acılarımızı,

Qenciya herî mezin zanîn e! En büyük iyilik bilgidir.

Açılan arayı kapatmak için ileri atılıyoruz gülüm.

Umut saatini yeniden kuruyoruz kılavuzumuz bilim:

En zorlu düşleri kuralım diye aklın aydınlığında.

V.

Barış ihtiyacımız yıllık şu kadar milyar tonu aşar,

Özgürlük ihtiyacımız on güneş sistemi kadar?

Uy Havar! İki yiğit bir olsa, kırk yıllık yolda ne........

© Aydınlık