menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ticaret yolları Afrika’nın endüstrileşmesini zorlaştırıyor mu?

17 1
27.09.2025

Geçen hafta, yoksul Afrika’nın düşürüldüğü “kaynak laneti”nden bahsetmiş ve Afrika’nın kalkınmak için “kaynakları”nı tüketircesine kıta dışına satmaktan vazgeçmesi gerektiğini; bunun için de kıt sermayesini endüstriye dönüştürmek için “devrimci” çözümler bulması gerektiğinden bahsetmiştim.

Batı, Orta ve Doğu Afrika’nın bulabildiği sermayenin kıt, nitelikli iş gücünün kısıtlı olduğunu; bunun da, kalkınmayı ve ekonomik dinamizmi sınırladığını belirtmekte fayda var. Yoksul Afrika ülkeleri, ekonomik sıkıntılarını aşmak için, bugüne kadar “küresel sermaye”ye güvenmişlerdir. Diğer taraftan, sermaye kıtlığının yol açtığı refleks ile bu ülkeler, küresel sermayenin dilediği bölgeye, dilediği sektöre, dilediği şekilde yatırım yapmalarına da rıza göstermişlerdir. Küresel sermaye ise, Afrika’da, petrol ve madencilik ile tarım plantasyonlarına ve buralardan elde edilen hammaddeleri, ticaret gemilerine taşıyan “ulaştırma” altyapısını iyileştirmeye odaklanmış; “imalat” sektörüne ise pek ilgi duymamıştır.

Batı, Orta ve Doğu Afrika’nın onlarca dış ticaret limanının daha yüksek tonajlı, daha çok sayıda gemiye ve daha hızlı hizmet vermesini sağlayacak liman geliştirme yatırımlarından başka; bu limanları, Afrika’nın kıta hinterlandında yer alan yüzlerce maden, petrol veya tarım alanları ile birleştiren raylı ve asfalt yol yatırımları, küresel sermayenin birbirleriyle rekabet ettikleri alanlar olmuşlardır. Afrika’nın bu limanlarındaki konteyner taşımacılığı ise, -ilginçtir- dışsatımın değil, çoğunlukla dışalımın öznesidir. Çünkü, hammadde satıcısı olan yoksul Afrika; aynı zamanda, imal edilmiş ürün alıcısıdır. Anlayacağınız; kıta dışı sanayileşmiş ülkeler, ucuz hammadde tedarikçisi olmaya mahkûm ettiği yoksul Afrika’yı; süreğen olarak sanayi malları ithalatçısı konumda tutmayı başarmışlardır.

Tekrar edersek; yoksul Afrika’nın “imalat” ürünleri yerine, petrol, altın, bakır, nadir metal, kakao, kahve, muz, pamuk vs. satarak kalkınmasını beklemek, “hayalcilik” olur. Ne yazık ki, yoksul Afrika; sanayileşmek için ihtiyaç duyduğu ve borçlanarak bulabildiği sermayeyi, hammadde taşımacılığının altyapısına harcamaya şartlandırılmaktadır.

Afrika’nın yoksul ülkelerinde sanayi altyapısı yerine, hammadde taşımacılığı altyapısına yapılan yatırımlar; sanıldığı gibi “kazan-kazan” yatırımları değil; süreğen olarak sanayi ürünleri pazarı olma çaresizliğine düşürülmüş Afrika için “az kazan”; sanayisini canlı ve dinamik tutan Çin, ABD, AB,........

© Aydınlık