menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

ADELE dinlerken

10 0
23.10.2025

Türk kahvemi aldım mı elime,

ne dinlesem der

her seferinde farklı bir şarkı seçmeye çalışırım.

Kendime yaptığım ufak şımartmalarımdan birisidir bu.

Bugün de Adele.

İngilizlerin güçlü sesi.

Kıyafetlerine bakıyorsunuz

hani bizim düğünlerde gelin ve damadın

aile eşrafından nispeten yaşça büyük kadınlarının giydiği türden.

Öyle olur olmadık derin dekolteler falan yok.

Tuhaf figürlü takılar, elbiseler de yok.

Sahnede atlama sıçrama

binbir çeşit canlandırma da yok.

Ama mikrofonu eline alıp da başladı mı şarkıya

sesi kaplıyor her tarafı.

Her dinlediğinizde hep aynı şaşkınlığı yaşıyorsunuz

bu nasıl güçlü bir sestir böyle diye.

Bir röportajında diyor ki;

iyi görünmeyi, dikkat çekmeyi severim ama insanların bana bakmasını değil beni hissederek dinlemesini istiyorum.

Çünkü ona göre müzik bir gösteri değil

ruhun dili ve önce kalplere hitap etmeliydi.

O nedenle herhangi bir sansasyonel olaya, gösteriye

ya da abartılı dekolte kıyafetlere gerek duymuyor

sesiyle herkesin kalbine dokunuyordu.

Gerçek sanatçı da böyle değil midir zaten?

Başarılı bir keman ya da piyano virtüözünü dinlerken

ya da mesela bir klasik müzik konserinde

hepsi siyahlar içinde bir grup insan görürsünüz sahnede

çoğu kez de konser bitmesin istersiniz

çünkü kalbinize, ruhunuza iyi gelmiştir.

Büyük ozan Neşet Ertaş.

Bundan epey sene öncesi.

Harbiye’de konser veriyor.

Kaçırır mıyım hiç

bir grup arkadaş yerimizi........

© Aydınlık