menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Çok kutuplulaşma, imkanlar ve dayatan ihtiyaç

44 10
07.08.2025

Küresel ölçekte geçici ya da dönemsel olmayan, niteliksel jeopolitik değişikliklerin olduğu, bu süreçten memnun olanların da olmayanların da ortak değerlendirmesi. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ABD’nin önderliğinde inşa edilen ve ABD-Avrupa ortaklığının çekirdeğini oluşturduğu Atlantik sisteminin dünyaya nizam verme yeteneğinin tükendiği bir dönemden geçiyoruz. Birçokları, ABD Başkanı Trump’ın izlediği siyasetleri anlamakta zorlanıyor. Oysa Trump’ı ABD’de işbaşına getiren koşullar, doğrudan çok kutuplulaşma sürecinin sonucunda oluşmuştur. ABD’de 2000 yılından itibaren yoğunlaşan bir tartışmada en sivri ucunu neo-conların temsil ettiği bir kesim, ABD’nin gerilemekte olduğu gerçeğini saptayarak, bu süreci küresel askeri müdahaleleri artırarak çözme stratejisini savundu. Bunlar, oğul Bush’un başkanlığı döneminde iktidarın kilit konumlarına yerleştiler ve önce Afganistan’ı ardından Irak’ı işgal operasyonlarına önderlik ettiler. Hedefte, Suriye, İran ve Türkiye de vardı. Yapabilseler, Kuzey Afrika’dan Orta Asya’ya kadar 22 ülkenin sınırlarını değiştireceklerdi. Fakat, her iki işgal de ABD’nin gerileme sürecini durduramadı, tersine hızlandırdı.........

© Aydınlık